EğitimManşetYazarlar

Anne-Baba Ve Okulların En Büyük Sorunu: Dijital Dünyada Yaşamak

Anne babalar ve okullar, dijitalleşen dünyada, çocuk yetiştirmekte zorlandıklarını her ortamda söylüyorlar. Dijital dünyada, okullar ve anne, babalar nasıl davranmalı?

Teknolojinin akıl almaz bir hızla geliştiği bir dönemde, dijitalleşmenin olmadığı bir döneme göre oluşturulan, toplum, aile yapısı ve okulların yaşam şekli, o dönemin kurallarına göre oluşturulan yaşam şekli ve yapısı, son dönemde hızla değişmektedir.

Anne babalar ve okullar, dijitalleşen dünyada, çocuk yetiştirmekte zorlandıklarını her ortamda    (okullarda, veli toplantılarında, misafirliklerde ve eğitim seminerlerinde) söylüyorlar.

Dijital dünyada, okullar ve anne, babalar nasıl davranmalı?

Dijital dünyanın gelecekteki bireyleri olacak çocuklarımız, elbette dijitalin avantaj ve kolaylıklarından faydalanmalıdırlar. Teknolojik aletler ve dijital programları kullanamayan bireyler, günümüzde bile hayatlarını sürdürmekte zorlanmakta ve bilenlerden yardım almaktadırlar. Geleceğin bireyleri olacak çocuklarımız için, dijitalleşme konusu bir seçenek değil, zorunluluktur.

Peki, bu ara dönemde ne yapılmalıdır ki, okulların ve ailelerin bu en büyük şikayeti olan, akıllı cep telefonları ile tabletlerin, anne babaların ve okulların yerini aldığı sorunları, ortadan kaldıralım veya minimize edelim.

Çocukların gelişimi basamaklar halindedir (okul öncesi, anasınıf, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite v.s). Mevcut dijital dünyayı da bu basamaklara adapte ederek, sınırları ve kuralları belirlenmeli ve bu sınırlamalar ile kurallar, evde ve okullarda ayni olmalıdır.

Çocuklar başlangıç basamağından itibaren, evden başlayarak, sorumlulukları, sınırları ve görevleri gibi kavramlarla tanışırsa, akıllı cep telefonu kullanma zamanlarını, süresini, sosyalleşmesini ve zararlı uygulama ile oyunları özümseyeceğinden, akıllı cep telefonları ve tabletler nedeni ile yaşanan sorunlar konusu büyük oranda çözümlenmiş olur. Okullarda ve aile içinde yaşanan tartışma ve sorunlar da minimize edilmiş olacaktır.

Bu konu üzerinde çalışan uzmanlara göre, genel olarak yapılması gerekenler konusunda söyle önerilerde bulunuyorlar:

Dijital bir dünyada yaşadığımızı kabul edip, teknoloji ile çatışmak veya savaşmak yerine, onu anlayıp, kurallara bağlayarak, hayatımıza nasıl dahil edeceğimize karar vermeliyiz.

Tabletler ve akıllı cep telefonlarını, sınırlarını ve kurallarını belirleyerek hayatlarımıza dahil etmeliyiz.

Anne ve babalar evde, çocuklarının duygularına önem vererek, konuşmalıdırlar.

Küçük yaşlardan başlayarak, çocuklarımıza zaman ayırmak, onlarla oyunlar oynayarak bu oyunlar içerisinde çocuklarına görevler vererek, sorumluluklar vermek veya sorumluluk almalarını destekleyerek ve teşvik ederek onları alıştırmalıyız.

Oynanacak oyunların, yaşına ve basamağına uygun olup olmamasına bakarak, oyunun oynanmasına izin vermek veya vermemek, sınırların bilinmesi açısından olumlu bir davranış şekli olacaktır.

Sınırlar koymak bir disiplin davranışı olsa da, çocuğa bu sayede, güvende olacağı, önemsendiğini ve sevildiği gibi hisleri verebilmek çok önemli olacaktır.

Sınırlamalar koymak, her şeye hayır demek olmamalıdır. Bu gibi kolaycı yöntemler bizi çıkmaza sürükler, duruma göre gerekli yerlerde sınırları kaldırmak, müsaade etmek gerekebilecektir.

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren, yukarıdaki davranışlar öğretilirse, ileriki yaşlarda ve basamaklarda çok faydalı olacaktır.

Toplumsal yaşamımızda da bir konuyu bilmek çok önem arz etmektedir:

Çocuklarımızı korumak adına yaptığımız bazı davranışlar, çocuğunuza sorumluluk vermeden, “amman düşmesin, ayağı engele ya da taşa takılmasın” gibi kaygılarla yaptığımız çocuk yetiştirme tarzımız artık son bulmalıdır.

Bu davranış şeklimizi değiştirerek, çocuklarımıza alan açmalı, onların karar vermelerine izin vererek sonuçlarına göre, gerektiğinde düşmesine ve kendi kendine kalkmasına izin vererek, bunun neden olduğu, sevecenlikle çocuğa anlatılmalıdır.

Bu şekilde çocuklarımızın, özgüvenlerini geliştirmesine müsaade ederek, hayatta karşılaşacakları sorunlarla mücadele etme yeteneklerini geliştirerek kendi güçlerini fark etmelerini sağlamak, büyüdüğünde sorumluluk sahibi, sınırlarını bilen ve güçlükleri aşmayı başaran bireyler olmalarını sağlayacaktır.

Değişen ve gelişen dünyada, yeni teknolojilere ve dijital uygulamalara kendimizi ve toplumu adapte etmekte en büyük güç, aileler, okullar ve tabidir ki öğretmenlerimiz olacaktır.

Kalın sağlıcakla …

YAZI/ OZAN ÇOLİ

Diğer Haberler

Başa dön tuşu