İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na verilen hapis ve siyasi yasak kararının ardından Altılı Masa bugün Saraçhane’de buluştu.
5 Parti Lideri Katıldı
Etkinliğe İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katılım sağladı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yerine vekili Sabri Tekir’in katıldı.
“Burası Milletin Evi”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. İmamoğlu desteğe gelen binlerce kişiyi “Demokrasiye inanan büyük Türk milleti, hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Burası Saraçhane, burası sizin eviniz. Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur” sözleri ile karşıladı. Coşkulu kalabalığa “Ama önce bana şu sorunun cevabını bir verin” diye seslenen İmamoğlu şunları söyledi:
*Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyor bu insanlar? 31 Mart’ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. ‘Zarfa attığınız 4 oy pusulasından 3’i geçerli, Büyükşehir Belediyesi için kullandığınız oy ise geçersizdir’ dediler. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler.
*Sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesine eskiden kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi… Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3.5 yıldır 1 kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim, çok daha uygun koşullarla dışarıdan kredi bulup getiriyor, bu defa da aylar yıllar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar.
*Sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyor bu insanlar? Mesela eskiden bu şehirdeki taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi alırdı. ‘Hayır’ dediler, ‘artık taksi konusunda kararlar İstanbul’dan değil, Ankara’dan alınacak.’ Mesela, eskiden, Gezi Parkının mülkiyeti sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. ‘Yok’ dediler, ‘Gezi Parkı artık bir vakfa ait olacak.’ Daha onlarca örnek sayarım ama vaktinizi almayayım…
“2 Kere Seçtiniz, Hapse Atmak İçin Karar Çıkarttılar”
İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
*Siz bir kere değil, iki kere üst üste bir belediye başkanı seçtiniz. Onlar, sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirterek çıkarttılar bu kararı. Allah aşkına, bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyor bu insanlar?
*Kalabalıktan yükselen “hükümet istifa” sloganlarına İmamoğlu “Öyle kolay kaçmak yok onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada” karşılığını verdi.
“Bu Ülkeyi Yönetenler Ağır Hasta”
*Ben size söyleyeyim; bu ülkeyi yönetenler hasta, hem de ağır hasta. Bu ülkeyi yönetenlerin çok ağır bir alerji sorunu var. Milletin iradesine karşı alerjileri var bunların. Milli irade kendilerinden yana şekillenirse sorun yok. Ama başka türlü şekillenirse bunlarda alerji hastalığı başlıyor.
*Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ne hukuk ne ahlak, ne din ne iman… Hiçbir şeyi gözleri görmüyor. Bugün burada bunca büyük bir kalabalığı harekete geçiren, ortak vicdandır. Hepimizi birleştiren haksızlığa, hem de apaçık haksızlığa, adaletsizliğe şahit olmaktır.
“Bu Bir Adalet Refleksidir”
*Milyonlarca kişi harekete geçiyor demokrasi için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir. Bu rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkça vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlarda olur. Dün de oldu, şimdi de oluyor. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan, siyaset miyaset yapmayacaksın.
*16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse… 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını bir ve eşit görmüyorsan, “ben bu ülkeyi yönetiyorum” demeyeceksin. Çünkü sen bu ülkeyi yönetmiyorsun. Sen, birtakım çıkar gruplarını, seçilmiş dernekleri, yakın aile vakıflarını, birtakım karanlık odakları yönetiyorsun. İstanbul’da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar.