Silahlı saldırı sonucu Kıbrıslı iş insanı Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş’ın öldürülmesine ilişkin aralarında Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez kardeşlerin olduğu 6 sanığın yargılanmasına başlandı.
Sanık Mustafa Söylemez, “Kimseyi öldürmedim. Öldürülmesine azmettirmedim. Yardımcı olmadım. Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kaldı zannediyorum. Muhtemelen uçaktaki kişilerin GBT’sine bakıp beni suçladılar” dedi. Sanık Mehmet Faysal Söylemez ise “Hayatımda Kıbrıs’a gitmedim. Mağdur edildim.” dedi.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Mustafa Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez ve Abdurrahim Çelik, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, Ender Yıldız ve Cengiz Şener de salonda hazır bulundu. Tutuksuz sanık Metin Süs ise duruşmaya katılmadı. Halil Falyalı’nın eşi Özge Falyalı’yı ise Avukatı temsil etti.
“Hayatımda Kıbrıs’a Gitmedim”
İlk savunmayı Mehmet Faysal Söylemez yaptı. Söylemez, “Hayatımda Kıbrıs’a gitmedim. Sanıklardan sadece Mustafa’yı kardeşim olması dolayısıyla tanırım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Mağdur edildim. Tahliyemi ve beraatini talep ederim” dedi.
“Kimseyi Öldürmedim”
Sanık Mustafa Söylemez ise dosyada örgüt kurmak ve yönetmek ile adam öldürmekle suçlandığını belirterek “Örgüt kurma ve yönetme suçunu işlemedim. Hiç tanımadığım insanlarla nasıl örgüt kurabilirim. Sanıklardan Mehmet Faysal ağabeyim, Metin Süs arkadaşımdır. Diğer üç kişiyi tanımıyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca ben hiç kimseyi öldürmedim. Öldürülmesine azmettirmedim, yardımcı olmadım. Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum. Alelacele yıktılar bana suçu.
Muhtemelen uçaktaki kişilerin GBT’sine bakıp beni suçladılar” dedi. Özge Falyalı’nın avukatının sorusu üzerine Kıbrıs’ta araç kiraladığını belirten Mustafa Söylemez, “Aracı ben kiraladım. Su şişesinde parmak izimin olması normal. Olayı öğrendiğimde Girne’den çıkıp Lefkoşa’ya geçiş yaptım. Üç ayrı yerde geniş kontrolden geçtik. Suç delili olsa polis göremez miydi? Suçun bana yıkılmasının nedeni sabıka kaydı ve GBT. Kıbrıs polisi de 2 senedir bizdeki GBT’yi görebiliyor GBT’yi görüp suçu bana yıktılar” diye konuştu.
Sanık Ender Yıldız da Kıbrıs’a tatil amaçlı yalnız gittiğini ileri sürerek poliste psikolojik ve fiziksel şiddete uğradığını öne sürdü. Yıldız, “Suçlamanın kaynağı Kıbrıs polisidir. Kabul etmiyorum. Devletime ve kurumlara inanıyorum. Devletim ve kurumlarınca yeni soruşturma yapılmasını talep ederim. Suçsuzum” dedi. Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını belirttiler. Savunmaların ardından avukatlar tahliye talebinde bulunuyor.
Özge Falyalı’nın avukatı Muhammet İkbal: Sanıkların Cezalandırılmasını Talep Ederiz
Savunmaların ardından söz alan Özge Falyalı’nın avukatı Muhammet İkbal Şakiroğlu ise, şunları söyledi: “Sanıkların cezalandırılmasını talep ederiz. Kıbrıs’ta başlayan duruşmaya gittim. Müvekkillerime Söylemezler’le alışverişiniz oldu mu, daha önceden tanıyor musunuz diye sorduğumda bana, ‘Hayır, bu olaydan sonra duyduk adlarını’ dediler. Aile sanıkları Söylemezler’i tanımadıklarını söylüyor, sanıklar da olayla bir ilgilerinin olmadığını söylüyor. Olayın Söylemezler’le bir bağlantısı yoksa olayın ardında birileri vardır diyoruz. Mahkeme bu araştırmaların içine girmeli. Bize göre hiçbir delil toplanmadı. Kıbrıs’taki ve Türkiye’deki delil araştırma usulü çok farklı. Oradaki dosyaların tamamı gizlilik içeriyor. Savcılıktaki klasör sayısı 12. Dinlenmiş 200’den fazla tanık ve 159 kamera kaydı var. Türkiye’ye gönderilen ekspertiz raporlarıyla ifadeler arasında çelişkiler var. Ayrıca bazı şüphelilerle ilgili savcılığın ayırma kararı var. Soruşturma devam ediyor. Önemli isimler de var. Biz olgularla yola çıkacağız, algılarla değil. Rahmetli Halil Bey ile ilgili algılar oluşturulmaya çalışılıyor. Halil Falyalı, bazı videolar yayınlandıktan sonra hedefe alındı. Halil Falyalı’ya ait bahis şirketleri yasaldır. Kıbrıs’ta yasadışı bahis diye bir şey yok. Yasadışı bahis imparatoru da değil. Kıbrıs’ta yedinci, sekizinci sırada. Halil Falyalı hakkında Kıbrıs’ta bahisle ilgili açılmış bir soruşturma yok. Uyuşturucu ile ilgili de açılmış tek bir soruşturma yok. Sorulması gerekenler var. Sanıklar yasal yollardan gitmiş, ama olayın olduğu sabah gidiyorlar. Kimsenin suçsuz yere mahkum edilmesini istemeyiz, ailesi de istemez. 59 mermi kovanından 20’sini Türkiye’ye göndermişler. Geri kalan 39 kovan neden gönderilmiyor? Boş kovanların gönderilerek kriminal rapor alınmasını istiyoruz. Olay yerinde kurşun sıkan herkes herkese değdirmiş olabilir. Silahlarla kovan eşleştirmesi yapılmalı. Silahlar, mermi çekirdekleri getirtilsin, kimin olayda hangi konumda olduğunu görelim. Tutuklama ölçülüdür. Devam etmelidir”
Tutukluluk Halleri Devam
Mahkeme heyeti, delillerin toplanmamış olması gerekçesiyle tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek tutukluluklarının devamına karar verdi. Sanık Metin Süs’ün adli kontrolünün devamına hükmeden mahkeme, diğer celse ifadesinin alınmasına karar verdi. Kıbrıs’a müzekkere yazılarak olayla ilgili soruşturma ve kovuşturma dosyalarının istenmesine de hükmetti. Duruşma ertelendi.
Olayın Geçmişi
8 Şubat 2022 günü saat 18.45 sıralarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Girne şehrinin Çatalköy mevkiinde bulunan 20 Temmuz Caddesi üzerinde, Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş uzun namlulu ateşli silahlarla saldırıya uğramıştı. Murat Demirtaş olay yerinde, Halil Falyalı ise kaldırıldığı Yakın Doğu Üniversite Hastanesinde hayatını kaybetmişti.
Cinayet sonrasında soruşturmanın Türkiye ayağında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 9 ve 17 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen üç ayrı operasyonda, cinayetle doğrudan ya da dolaylı bağlantılı oldukları ileri sürülen 8 kişi gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Mustafa Söylemez, Faysal Söylemez, Abdurrahim Çelik, Ender Yıldız ve Cengiz Şener tutuklanırken; Metin Süs ve iki şüpheli adli kontrolle serbest bırakılmıştı.
Ceza İstemleri
Savcılıkça hazırlanan iddianamede, Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez kardeşlerin “Tasarlayarak öldürme” ve “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme” suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi ve 12’şer yıla kadar hapisleri istendi. Diğer 4 şüphelinin ise “Tasarlayarak öldürmeye yardım” ve “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlarından ise 32 yıl 6 aydan 46 yıla kadar hapisleri talep ediliyor. İddianamede, Halil Falyalı’nın öldürülmesinin Eylül’de planlandığı ancak Falyalı cezaevinde olduğu için 6 ay sonra gerçekleştirildiği belirtiliyor. İddianamede, Son derece planlı ve profesyonel bir şekilde işlendiği de kaydediliyor.
Kaynak. Hürriyet.com.tr