Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Mağusa İlçesi tarafından düzenlenen “Mağusalı Sohbetler’e” Dışişleri eski Bakanı, eski milletvekili ve eski müzakereci Özdil Nami konuk oldu. CTP Mağusa İlçesi’nin rutin olarak düzenlediği “Mağusalı Sohbetler” bu hafta konuşmacı olarak Dışişleri eski Bakanı, eski milletvekili ve eski müzakereci olan Özdil Nami’yi ağırladı. CTP Mağusa İlçesi’nde gerçekleştirilen söyleşiye, CTP Milletvekilleri Fikri Toros, Erkut Şahali ve Şifa Çolakoğlu, Gazimağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay, CTP Gazimağusa İlçe Başkanı Oktay Kayalp ve CTP eski Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer de katıldılar. Özdil Nami, “Kıbrıs’ta Yeni Müzakere Süreci Başlıyor Mu?” konulu söyleşide görüşlerini, izlenimlerini ve yaptığı temaslardan elde ettiği bilgileri paylaştı. Etkinliğin moderatörlüğünü CTP Mağusa İlçesi Yönetim Kurulu üyesi Dr. Cemal Mert yaptı.
Dr. Cemal Mert etkinliğin açılış konuşmasını yaptı. Dr. Cemal Mert, Nami’ye katılımı için teşekkür ederek sözlerine başladı. Kıbrıs sorununda kırılma noktaları, dinamikleri ve kazanımlardan bahseden Mert, konuşmasında Kıbrıs sorunu ile ilgili önemli virajlarla ilgili yorum ve tespitlerini paylaştı. Mert, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlayacağına dair işaretlerin ortaya çıkmaya başladığını ifade ederek, bu sefer çözüm fırsatının kaçırılmaması için başta CTP ve tüm çözüm yanlısı güçlerin, “yelkenlerini açık tutması gerekir” dedi.
Özdil Nami konuşmasında, Kıbrıs sorununun çözümünde fırtınalı dönemin geride kaldığını, bu fırtınalı dönemde geminin devrildiğini, yeniden yol almasının zaman alacağını söyledi. Hissiyatının bu kötü sürecin sonuna geldiğimiz olduğunu, tarafları Kıbrıs’ta çözüm için zorlayacak noktaya gelindiğini ifade eden Nami, şöyle devam etti: “Benim gördüğüm, Crans Montana’ya giden süreçte uluslararası camianın tarafları çok fazla sıkıştırmadığıdır. ‘Her iki taraf da istiyorsa bu iş olsun’ dediler. AB destek verdi. Ne istediysek emrimize amade etti. Sürecin sonuna doğru yaklaştığımızda harita konusu zorlu bir konu olarak önümüze geldi. Orada yakınlaştık. En son güvenlik konusu ile ilgili sıkıntılar olduğu ortadaydı. Orada da başımıza bir yol kazası gelmemesi için esas toplantıdan önce bir toplantı daha yaptık. Türkiye’den Yunanistan’dan, İngiltere’den uzmanlar geldi. Neler yapılabileceği konuşuldu ve iyi bir hazırlık neticesinde müzakerelerin son safhasına gittik. Şunun bilinmesinde fayda var. Eğer biz Kıbrıs konusunun alt başlıklarında bitme noktasına gelmiş olmasaydık bizi İsviçre’ye konferansa davet etmezlerdi. BM ile konuşuldu, garantörlerle konuşuldu, herkes artık bu sorunun son bir hamle ile bitebileceğine ikna oldu”.
Kıbrıs sorunun Crans Montana’da neden çözülmediğinin aslında hiç kimse tarafından bilinmediğini ifade eden Nami, “Biz oradaydık. Bitirmeye gittik. Türkiye oradaydı. Bitirmeye niyetli olduğunu gösterdi. BM Genel Sekreteri Guterres Anastasiadis’e “bu işi bitirelim bu akşam” diyerek talepte bulundu. Yunanistan bile ‘biz bu işin bu kadar ciddi olduğunu şimdi anladık’ dedi. Fakat Anastasiadis bugün bile tam bilemediğim bir nedenden dolayı masayı terk etti” dedi. Rum liderin masadan rahat bir şekilde kalktığını ve hiçbir bedel ödemediğine vurgu yapan Nami, Anastasiadis’in, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşerek, kendisinin sıkıştırılmamasını istediğini, hatta ileride iki devletli çözümü dahi görüşebileceğini söyleyerek, masayı terk ettiğini dile getirdi.
Özdil Nami, Crans Montana’daki çöküşün ardından, Türkiye’deki seçimler nedeniyle Kıbrıs sorunu ile ilgili gardını yükseltmesi gerektiğine inandığını söyledi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’nin Kıbrıs sorununda bu denli dönüşü rasyonel değildi. İç siyaset ile ilgiliydi. Seçimin kazanılması içindi. Bu da yaşandı. Günümüzde bunun faturası çıktı. Ekonomi mahvoldu. Toparlanması güç bir hâl aldı. Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, akıl yoluna dönülmesi gerektiğini söyledi. Bu tek bir değişkenle olmaz. Ekonominin düzelmesi için dış ilişkilerin de düzeltilmesi gerekiyor”. Önümüzdeki süreçte BM’nin ucu açık olmayan müzakere süreci isteyeceğini, müzakere süreci belirlenen sürede bitmezse BM’nin hakemlik sürecine gireceğini ifade eden Nami, ancak bu dönem bu sürecin Annan Planı döneminden çok daha kolay olacağını dile getirdi.
Özdil Nami, taraflara seçenekler sunulacağını ve çözüm olması için baskı unsurunun ortada olacağını ve Rumların bu kez kaybetmeyecekleri bir durumun ortada olmayacağını kaydetti. Nami, olumsuz bir durumun bu kez Rumlar için de bedeli olacağının belirtileceğini dile getirdi. Özdil Nami, çözüm sürecinde adanın kuzeyinin tanınmamış ve uluslararası hukuk dışında olmasından faydalanan “Karanlık Güçler’in” süreci baltalamaya çalışacaklarını, CTP’nin ve tüm çözüm yanlılarının bununla mücadele etmesi gerekeceğini sözlerine ekledi.
Toros: CTP çözüm için üzerine düşeni yapmaya devam edecek. Nami’nin konuşmasının ardından söz alan, CTP Girne Milletvekili ve CTP Dışilişkiler Sekreteri Fikri Toros, CTP’nin bu yeni dönemde üzerine düşen görevleri ve yapılması gerekenleri anlattı. CTP’nin bu süreçte üzerine düşenleri eksiksiz yapmaya devam edeceğini ifade eden Toros, yeni dönemle ilgili yaptığı temaslardan elde ettiği bilgileri, düşünce ve yorumlarını aktardı.