Bir Vatandaşımız Sudan’daki Savaşta Mahsur Kalırsa: Mensur Kaya Anlattı…

Mensur Kaya yaşadıklarını anlattı: Bir KKTC Vatandaşı Sudan’daki Savaşta Mahsur Kalırsa…

Sudan’da 15 Nisan’da rakip güçler arasındaki şiddetli çatışmaların başlamasından bu yana 100 binden fazla insan ülkeden kaçtı; 500’den fazla kişi hayatını kaybetti, 4 binden fazla kişi de yaralandı.

Palalı, silahlı çatışmaların başlamasından bu yana çoğu Avrupa ülkesi vatandaşlarının tahliyesini tamamladı.

Tahliyesi yapılmayan aralarında bir KKTC devleti vatandaşı bulunan elektrik santralinde çalışan 15 kişi…

  KKTC vatandaşı Mensur Kaya, 19 gündür tahliye edilmeyi bekliyor.

İskele’de 85 yaşındaki bir anne, bir eş, en küçüğü 7 yaşında 3 kız evlat ile kardeşlerin gözü kulağı, iç savaşın vahşice yaşandığı Sudan’da.

Can güvenliğinden endişe edilen Mensur Kaya için, KKTC Dışişleri Bakanlığı’ndan diplomatik girişim yapılıp yapılmadığına dair hiçbir açıklama gelmedi; kendisine de bilgi verilmedi.

KIBRISLI’nın sorularını yanıtlayan Mensur Kaya bölgede yaşadıklarını anlattı; İskele’deki eşi Özlem Kaya da isyan etti: Oy istemeye kapıma gelmeyin!

15 DEĞİL 1 KKTC VATANDAŞI MAHSUR…

Meclis’te geçtiğimiz gün konuşma yapan CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, “15 KKTC vatandaşının Sudan’da mahsur kaldığını” açıkladı. Ancak sadece İskeleli Mensur Kaya KKTC vatandaşı, diğer 14 kişi ise TC, Suriye ve Hindistan vatandaşı.

Mensur Kaya, özel bir enerji firmasının görevlendirmesi ile Darfur bölgesi Nyala şehrinde bulunan elektrik santralinde çalışmak üzere 22 Aralık 2022’de Sudan’a gitti.

İki askeri grup arasında çıkan şiddetli çatışmalar ise 15 Nisan 2023’te patlak verdi.

Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki ateşkes 15 Mayıs’ta sona erecek. Ancak ateşkese rağmen başkent Hartum ve bazı bölgelerde zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.

Mensur Kaya, 42 yaşında 3 çocuk babası İskele-Yeşilköylü. 1976 göçmeni bir ailenin çocuğu.

 “5 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN ELİNDE KALAŞNİKOF VAR”

Mensur Kaya bölgede yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Bölgeye enerji sağlayan bir santralde çalışıyorum. Santralin yaşam alanında kalıyorum. Şuan burada 15 kişiyiz. Sadece ben KKTC vatandaşıyım. Çatışmalar başladığında, santralin yanındaki un fabrikası bölgedeki halk tarafından yağmalandı. Bir gün sonra silahlı yağmacılar bizim yaşam alanımızı bastı.

Bilgisayarlar dahil ağır hafif ne buldularsa her şeyimizi aldılar. Biz alt kattaydık o sırada. Kapımızı kilitledik. Ancak kapıya ateş açtılar. Canımızdan oluyorduk.

Burada 5 yaşındaki çocuğun bile elinde ya kalaşnikof var ya da pala.

Tam ‘ölüyoruz’ dediğimiz anda silahlı güçler bizi kurtardı. Çünkü bölgeye elektriği biz sağlıyoruz. Santralin çalışması gerekiyor.

Komutan bize ‘sizi koruyacağız’ sözü verdi. Korunuyoruz ancak gıda ve akaryakıtı biten halkın, açlık yüzünden ne yapacağını kestiremiyoruz. Her an korku içindeyiz. Psikolojimiz bozuldu.  Olayların başlaması ile Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği bizi tahliye edileceklerini söyledi.  19 gün geçti.

BİR DEVLET NİYE VAR…

“KKTC Dışişleri Bakanlığı’nda mahsur kaldığıma dair kaydım var. Bakanlıktan bir yetkili 2 hafta önce beni 1 kere aradı. Ondan sonra da tek bir devlet yetkilisi bana ulaşmadı. Durumumu soran yok. Kimsesiz olduğumu hissediyorum. Bir devletin vatandaşıyım, bu böyle olmamalı. Bir devlet niye var?

TEK SORAN ÖZERSAY İLE TOROS!

Hükümetten de arayan soran yok. Çocuklarımı, ailemi özledim. Beni sadece Fikri Toros ile Kudret Özersay aradı. Sağ olsunlar arayıp durumumu takip ediyorlar. Ancak tahliyemi sağlayacak olan devlet. Diplomatik girişimleri yapacak olan onlar. Her ülke kendi vatandaşını aldı, gitti. Biz hiç mi akıllarına gelmiyoruz. Seçim derdine düşülmüş. Bu nasıl olur aklım almıyor.

Ailem ve yakınlarım sosyal medyadan durumumu anlatmaya çalışıyor ama KKTC devletinden kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Neden?  Ben ve ailem endişe içindeyiz ancak bakıyorum Başbakan ile Cumhurbaşkanı, sosyal medyadan gezme fotoğrafları paylaşıyor. Buna daha çok kahroluyorum. Olamaz böyle bir şey. Ben utanıyorum…

Çocuklarımın psikolojisi bozuldu. 7 yaşındaki kızımın durumu iyi değil. Orada aileme de ulaşan yok.

“OY İSTEMEYE KAPIMA GELMESİNLER…”

Eşinin Sudan’dan tahliye edilmesini bekleyen Özlem Kaya ise, Mensur beyin ilk başta çatışmaları kendisine anlatmadığını, durumu televizyondan öğrendikleri söylüyor:

“Duyduğumuz andan itibaren uyumuyoruz. Dakikalar, saatler, günler haftalar geçiyor. Kimse bir şey söylemiyor. Kimse bana açıklama yapmıyor. Eşimin kardeşleri, yakınları yetkililere ulaşmaya çalışıyor. Hiçbir şey elde edemiyoruz.

Seçimde oy için kapımıza gelenler, şimdi ortada yok. Gelmesinler…

3 kızım var. En küçüğü 7, en büyüğü 15 yaşında. Gece gündüz haber takip ediyoruz. Ateşkes bozuldu mu? Bölge tehlikede mi?

Görüntüler dehşet verici. 7 yaşındaki kızımın psikolojisi bozuldu. ‘Babamı böyle mi öldürecekler?’ diye salonun ortasında hareketler yapıyor. Terapiye başladı. Henüz ilkokulda. Diğer çocuklarım da iyi değil.

Kayınvalidem 85 yaşında. Gözü yaşlı oğlunu bekliyor. Her gün ölüyoruz. Onsuz olamıyoruz.

Kimse sormaz mı?

Eşim ekonomik durumlar yüzünden başka ülkede çalışmaya gitti. Geçim derdi için. Cumhurbaşkanı, Başbakan neredeler? Eşim orada ölecek mi?…”

KKTC DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN 19 GÜN SONRA AÇIKLAMA…

Haberimizin yayınlandığı sıralarda KKTC Dışişleri Bakanlığı’ndan şu açıklama yapıldı: 

“Sudan Cumhuriyeti’nde Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında 15 Nisan 2023 tarihinden itibaren şiddetli çatışmalar sürmektedir. Sudan’da bulunan ve Bakanlığımız ile temas eden bir vatandaşımızın durumu ilk günden bu yana yakından takip edilmektedir. Bakanlığımız ilk andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Hartum Büyükelçiliği ile temasa geçerek vatandaşımızın bulunduğu durum ve yer ile ilgili bilgi vermiş ve tahliye için gerekli girişimler başlatılmıştır. Bakanlığımız Müsteşarı başta olmak üzere vatandaşımız ile temas sürdürülmektedir. Vatandaşımızın tahliyesinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda gerek Bakanlığımız gerekse Ankara Büyükelçiliğimiz her türlü çabayı sürdürmeye devam etmektedir.”

Ancak Mensur Kaya, Dışişleri Bakanlığı’ndan yaklaşık 2 hafta önce bir kere kendisi ile temasa geçildiğini belirtmişti. 

Haber/ Selda Bektaş