ManşetÖzel HaberlerSağlık

USHAŞ Çelişkisi ve Hastadan Kar Elde Etmek

Türkiye ile KKTC Sağlık Bakanlıkları tarafından imzalanan birkaç sayfalık sağlık işbirliği anlaşmasında USHAŞ öne çıkıyor. Bu şirket kime ait? Kar amacı ile kurulan şirketle ilgili hangi maddeler var?

USHAŞ Çelişkisi ve Hastadan Kar Elde Etmek

Türkiye ile 20 Aralık 2022’de imzalanan 5 yılık “sağlıkta iş birliği” anlaşması, Tabipler Birliği’nin açıklamasıyla bir anda gündemimize girdi.

Yolu hastaneye düşen herkes, sağlık alanında yaşanan sıkıntıları yaşayarak tecrübe ediyor. Sağlık sisteminin baştan aşağıya yeninden düzenlenmesi gerektiği konusunda herkes hem fikir.

Sağlık Bakanlığı’nın imzaladığı ve Tabipleri Birliği’nin deyimiyle “sır” gibi saklanan anlaşma gerçekten ihtiyaçlara cevap verecek mi?

İlaç, ameliyathane, yatak, tıbbi cihaz, tahlil sıkıntısı ortadan kalkacak mı? Hastalar ameliyatlarını zamanında yapabilecek; tomografisini aylar sonra değil hemen çektirebilecek mi? Randevularını alabilecek mi? Bu anlaşma ile artan nüfusa Sağlık hizmetleri yetişebilecek mi?

Eğer bunlara cevap “evet” ise neden Tabipler Birliği bu anlaşmaya itiraz ediyor?

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) As Başkanı Dr. Çağrı Cemaller, anlaşmada itiraz edilen maddeleri, bunların yol açacağı sorunları KIBRISLI’ya anlattı.  Ancak anlaşmada dikkat çeken 2 madde “tüm mesele” bu muydu? sorusunu akıllara getirdi.

ANLAŞMADA “USHAŞ” ÇIKMAZI…

Türkiye ile imzalanan sağlık işbirliği anlaşmasında Madde 2 “iş birliği alanları” kısmının “uluslararası iş birliği faaliyetleri” bölümünde,  “Talep edilmesi halinde, KKTC Sağlık Bakanlığının ihtiyaç duyduğu ilaç, tıbbi cihaz, tıbbi sarf, kozmetik vb. ürünler, ücreti mukabilinde, öncelikli olarak Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi (USHAŞ) vasıtasıyla temin edilecektir” ifadeleri yer alıyor.

Yani talep edilen tüm ürünler USHAŞ üzerinden temin edilecek…

Anlaşmanın Madde 12  “uygulayıcı kurumlar, denetim, takip” kısmında belirtilen ifadeler ise “KKTC Sağlık Sistemi USHAŞ’a mı devrediliyor?” sorusunu akıllara getiriyor.

Buna göre,  “İşbu Anlaşma’nın hükümlerinin uygulanmasını Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile KKTC Sağlık Bakanlığı sağlayacaktır. Türk Tarafı (hangi Türk?) İş bu Anlaşma kapsamında yer alan bazı yükümlülüklerini Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye (USHAŞ) delege edebilir” ifadesi geçiyor. Delege, “aslen senin sorumluluğunda olan bir işi başka bir kişiye devretmek veya kısaca iş aktarmak” anlamına geliyor.

Yani, Sağlık Bakanlığı anlaşma ile gelen tüm sorumluluklarını USHAŞ’a devrediyor. İlaç alımları, hastanelerin yönetimi, sağlık bilgi sistemleri, sağlık hizmetleri gibi.

Ancak Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Düriye Deren Oygar bu iddiaların doğru olmadığını, USHAŞ’ın, yüzde yüz kamuya ait bir şirket olduğunu savunuyor. Eğer öyle ise “delege etmek” ne anlama geliyor?

USHAŞ KİME AİT?

USHAŞ’ın tüm hisseleri Türkiye Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait. Ancak temsiliyet, pay, yönetim ve denetimi Türkiye Sağlık Bakanlığı’nda.

Kısacası, anlaşma ile KKTC Sağlık Bakanlığı kendi sorumluluğunda olan birçok yetkiyi USHAŞ’a devrediyor. Anlaşma metninde detaylandırılmadığı için sınır nereye kadar çizilmiş belli değil.

“AMAÇ 2 MİLYON HASTADAN 20 MİLYAR DOLAR GELİR ELDE ETMEK”

USHAŞ, sağlık turizmi amacıyla Türkiye’ye yurtdışından hasta getirme amacıyla kurulmuş. 3 Ağustos 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak kurulan USHAŞ’ın o dönemki Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, bir kurultayda şu şekilde konuşuyor:

 “Dünyadaki sağlık turizmi harcamaları yaklaşık 500 milyar dolar ile ifade ediliyor, bu rakamın 2023 yılında 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Sağlık turizminde hedefimiz 2023’te 2 milyon hastadan 20 milyar dolar gelir etmektir. USHAŞ bu nedenle kurulmuş bir teşkilattır.”

Birkaç sayfadan oluşan bu uluslararası anlaşmada daha birçok madde Tabipler Birliği’nce çelişkili bulunuyor; sordukları sorulara ya yanıt alamıyor; ya da makul bir açıklama getirilemiyor.

USHAŞ- TC SAĞLIK BAKANI KOCA VE KURUCUSU OLDUĞU MEDİPOL!

Türkiye medyasını taradığınızda 28 Ağustos 2020’da Sözcü yazarı Çiğdem Toker’in yazısı karşınıza çıkıyor. Toker, Sağlık Bakanlığı’nın kuruluşuna öncülük ettiği Uluslararası Sağlık Hizmetleri (USHAŞ) A.Ş’nin kamu denetimine tabi olmadan alım yapabildiğini ve şeffaf olmadığını anlatıyor.

Toker, USHAŞ’tan şöyle bahsediyor:

“Kuruluşuna Sağlık Bakanlığı’nın öncülük ettiği, 10 milyon TL kuruluş sermayesini Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ödediği bir şirket… Halkın parasıyla kurulduğu halde, Sayıştay denetimine tabi olmayan, tıpkı Türkiye Varlık Fonu gibi özel hukuk hükümlerine tabi bir şirket olan USHAŞ, Kamu İhale Kanunu’ndan da muaf. İstediği gibi alım yapabiliyor. Yüzlerce milyona ulaşan alımlar şeffaf değil.”

Toker, USHAŞ’ın yönetimine Dr. Salih Kenan Şahin’in getirildiğini (şuanda yönetim kurulu başkanı Dr. Selami Kılıç) anımsatarak şunları belirtiyor:

USHAŞ A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı geçtiğimiz günlerde değişti. İki dönem üst üste AKP Pendik Belediye Başkanlığı yapan, Medipol Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevinde bulunan Dr. Salih Kenan Şahin getirildi. Şahin’in Bakan Koca’nın kurucusu olduğu Medipol Üniversitesi’ndeki görevi, şirket açıklamasındaki özgeçmişte yer almadı. USHAŞ birçok açıdan izlemeye, dikkate değer bir şirket. Özellikle de Covid19 mücadelesinde yaşamını yitiren, ağır koşullarda görev yapan sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmediği bir bütçe mantığı içinde, neyi nereye harcadığı belli olmadığı için.”

AKLIMIZI KURCALAYAN SORULAR…

Tekrar anlaşmaya dönersek, akılımızı kurcalayan bir dizi soru ortaya çıkıyor.

Anlaşmada yer alan “hastane yönetimi” ile ilgili kısımda:

Türkiye’deki gibi şehir hastaneleri mi kurulacak?  Girne ve Lefkoşa’da yapılacak hastaneler şehir hastaneleri mi olacak? Bu hastanelerin tüm kurulumunu, sağlık hizmetleri ve tıbbi cihazların sağlanması, USHAŞ üzerinden taşeron firmalara mı verilecek? Tüm buraya aktarılacak paralar, KKTC Sağlık Bakanlığı bütçesinde mi karşılanacak?

(İhalesiz alımların önünün açıldığını da unutmamak gerek!)

Yani bizim devlete sağlık için ödediğimiz vergiler direk iddia edildiği gibi Sayıştaylık tarafından denetlenmeyen USHAŞ’a, ya da Türkiye Hazine ve Maliye Bakanlığı’na mı gidecek?

Tüm bunları Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde olan şirket yapacaksa, KKTC Sağlık Bakanlığı ne yapacak?

TABİPLER BİRLİĞİ HANGİ MADDELERE İTİRAZ EDİYOR?

Kıbırıs Türk Tabipler Birliği As Başkanı Çağrı Cemaller

 İmzalanan anlaşma 14 maddelik. Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) As Başkanı Dr. Çağrı Cemaller’den aldığım bilgiye göre en dikkat çekici ve itiraz edilen diğer maddeler ise şöyle:

  • Tabipler Birliği’nin ilk itirazı Türkiye’den KTTB izni aranmaksızın geçici hekim getirilmesine oldu. Meclis komitesinde yapılan itirazlar sonucu bu maddeye “KTTB yasasına uygun bir şekilde hekimlerin çalışmasının sağlanması” eklendi.
  • Anlaşmanın “İşbirliği Alanları” bölümünün 2’inci maddesindeki “halk sağlığı” bölümünde “aile hekimliği konusunda tecrübe ve bilgi paylaşımı” ifadesi, sağlık sisteminde köklü bir değişikliğin sinyalini veriyor. Dr. Cemaller, sağlık sisteminin bu sisteme entegrasyonunun planlanmadan yapılmasının getireceği sıkıntılara dikkat çekiyor.
  • Anlaşmada, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadele ve “Erken Uyarı ve Yanıt Sistemi (EUYS)” konusunda işbirliği ve tecrübe paylaşımı öngörülüyor. KTTB ise bunların yasa ve tüzükleri ülkemizde olmasına rağmen hangi konuda işbirliği yapılacağını sorguluyor.
  • İşbirliği alanları maddesinde, hastane yönetim sistemleri maddesi bulunuyor. Bu akıllara Türkiye’deki “şehir hastaneleri” modelini getiriyor. Şehir hastanelerinde, temizliğinden, tahlillerine tüm işlemler taşeron firmalara bırakılmış durumda. Tabipler Birliği ise, “kamu sağlığı özel işletmelerin eline mi bırakılacak?” diye soruyor.
  • Sağlık mevzuatı düzenlemeleri başlığı altında ise “organ, doku, hücre, kök hücre, kemik iliği nakli ve kan transfüzyonu konusunda işbirliği” maddesi bulunuyor. Ancak zaten bir mevzuat varken, yeni bir mevzuat neden yapılıyor? Dr. Çağrı Cemaller, organ nakli gibi işlemlerin suistimale açık olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: İşin içine para girebilir. Bu etik sorunlar ortaya çıkarır. Yeni mevzuat neden yapılıyor?

HACAMAT, SÜLÜK YAPIŞTIRMA YÖNETEMLERİ
SAĞLIK BAKANLIĞI BÜNYESİNDE…

  • Sağlık mevzuatı düzenlemeleri başlığı altında “geleneksel ve tamamlayıcı tıp” maddesine ise Dr. Cemaller, bilimsellikten uzak olduğu için tamamen karşı çıkıyor. Ülkemizde bu tip uygulamalara kapı açılmaması gerektiğini vurguluyor. KTTB As Başkanı Dr. Çağrı Cemaller, “Tek bir bilimsel yayın yok bunların güvenirliği konusunda. Biz bilime mi yüzümüzü döneceğiz, yoksa ‘hacamat’, sülük yapıştırma gibi yüzlerce yıl öncesine mi? Sadece bu uygulamalar yüzünden tedavisi geciken hastalar, hayatlarını kaybedebilir.

Hastaları, doktorları, eczacıları, sağılık çalışanlarını ve kısacası tüm toplumu ilgilendiren bu anlaşmanın kamuoyunda tartışılması gerekiyor. 

Dileyen anlaşmanın tüm maddelerine buraya tıklayarak okuyabilir 

  • Haber/Selda Bektaş

Diğer Haberler

Başa dön tuşu