Güney Kıbrıs’tan yüklü miktarda kokain türü uyuşturucu ithal eden Chinedu Oguguq Bosah’ın aleyhindeki davanın kararı dün açıklandı.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesini oluşturan Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Vedia Berkut Barkın ve Yargıç Murat Soytaç’ın oluşturduğu heyetin oy birliği ile vermiş olduğu kararı Aksun açıkladı. Kararı okuyan Fadıl Aksun, sanıkların işledikleri suçun ciddiyet ve yaygınlığına değindi. Başkan Aksun, “Yasa koyucu sanığın mahkum olduğu en ağır dava türü için 18 yıla kadar hapislik cezası öngörmektedir. Bir suçu vahameti hakkında temel gösterge kanun koyucunun o suçla ilgili öngördüğü hapislik cezasının süresinden kolaylıkla anlaşılmaktadır. Bahse konu 18 yıllık hapis cezası uyuşturucu maddeler hakkındaki mevzuat açısından en ağır cezalardan biridir” dedi. Aksun, sanığın ithal edip tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu maddelerin kokain türü olduğunu ve A sınıfındaki tehlikeli uyuşturucu maddeler arasında bulunduğunun altını çizdi. Aksun, “Huzurumuzdaki dava açısından ön plana çıkan olgu sanığın uyuşturucu maddeyi kurye sıfatı ithal etmiş olmasıdır. Uyuşturucu ile mücadelenin global bir şekilde sürdürüldüğü ve bu maksatla da tüm dünyadaki mahkemelerin uyuşturucu madde suçları ile ilgili olarak gerek uyuşturucu maddenin türü, gerekse suçun işleniş şekli ile alakalı olarak ayrıma gittikleri görülmektedir. Aksun, uyuşturucu suçlarında en ağır cezanın uyuşturucuyu ithal eden sanıklara verildiğini altını çizdi. Aksun, “uyuşturucu madde kullanımı ile uyuşturucu madde ticareti veya ticarete teşebbüsü arasında ayrıma gidildiği ve başka kişileri zehirleme amacıyla suç işleyenler ile kişisel kullanım amacı ile uyuşturucu madde ithal ve tasarruf edenler arasında ayrım yapılması gereği vurgulanmıştır” dedi.
Aksun “Huzurumuzdaki sanığın rolü kuryeliktir. Sanık bu rolünün gereği olarak dava konusu uyuşturucu maddeyi bizzat ithal eden kişidir. İthal suçu açısından rolü primer olarak kabul edilmelidir. Konuyu tasarruf suçu açısından değerlendirdiğimizde ise sanığın rolünün uyuşturucu maddenin satışından para kazanacak kişilere göre bir derece daha az olduğunu görür ve bu hususu lehine dikkate alırız. Uyuşturucu ile ilgili suçların ülkemizde ne kadar yaygın olduğu Yüksek Mahkeme Genel Sekreterliği tarafından yıllık yayımlanan faaliyet raporlarında görülmektedir. Söz konusu raporları adli ihbar olarak dikkate aldığımızda son 10 yıl içerisinde uyuşturucu madde suçlarının Ağır Ceza Mahkemelerinin gündemini en çok meşgul eden suç türü olduğunu görmekteyiz. Buna göre yaygın ve vahim suçlarda kamu menfaatinin ön planda tutulması ve bu suçu işleyenlere etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi gerekmektedir. Dava konusu uyuşturucu maddelerin miktarına göz attığımızda ise, huzurumuzdaki kokain türü uyuşturucu maddenin 904 gram 630 miligram olduğunu ve kokain türü uyuşturucu maddelerin özelinde bu miktarın oldukça yüksek boyutta olduğunu tespit ederiz. Yine bu uyuşturucu maddenin ülkemize yayılması halinde bir çok kişiyi zehirleyebileceği de aşikârdır. Bu durumu da sanık aleyhine değerlendiririz.”
Fadıl Aksun, kararda, sanığın 2015 yılından yakalandığı tarihe kadar yani 7 yıla yakın bir süre herhangi bir kaydı ve izni olmaksızın adeta başıboş bir hayalet gibi ülkemizde dolandığını belirtti. Aksun, “Sanığın ülkemizde üniversite öğrencisi olarak başladığı serüven suç işlemesi üzerine cezaevinde sonlanmıştır. Sanık üniversite kaydını 2015 tarihinden beri yenilememiş bir kişi olmasına rağmen tespit edilmediğini göz önüne aldığımızda sanığın ülkemizde nasıl hayatını idame ettiği, nasıl para kazandığı, nerede kaldığı gibi temel hususlardan devlet otoritesinin bir haber olduğu ve ancak bu suçu işlemesi üzerine polis tarafından tespit edildiği anlaşılmaktadır. Nitekim, Devletin sınırları içerisinde bulunanlardan bilgi sahibi olması hakimiyetinin ve otoritesinin en temel göstergesidir. Bu açıdan konuya baktığımızda ülkemizde kaçak olarak bulunan ve tespit edilmemiş kişilerin suça karışmaları sürpriz olmaktan çıkmaktadır. Dolayısı ile bu tip suçların önlenmesinde daha etkin denetimlerin farz olduğu aşikâr hale gelmiştir. Sınırlarımızda ve ülke içinde adeta düşmanla savaşır gibi yürütülen uyuşturucuya karşı mücadelede önceden tespiti mümkün tüm faktörlerin ortadan kaldırılması zaruridir; dolayısı ile ülkede kaçak olan sanık ve sanık gibi kişilerin kaçak durumuna düştükleri anda tespit edilip suçun önüne geçilmesi gerekir. Bu noktada devlet birimlerine iş düştüğü kadar kaydını yenilemeyen veya sırf ülkede bulunmak için kayıt yapan “sözde” öğrencilerin tespiti ve bunun devletin yetkili kurumları ile paylaşılmasında üniversitelere de büyük görev düşmektedir” dedi.
Aksun, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm hususlara değinip, oybirliği ile 13 yıl hapis cezası verdiklerini açıkladı. Sanığın lehine ve aleyhine olan tüm hususlara değinen Aksun, oybirliği ile 13 yıl hapis cezası verdiklerini açıkladı.
(Kamalı Haber)