EkonomiManşetSiyaset

Akan Kürşat’ın Tutuklanması: Emlak Sektörü Krizde mi?

Medyascope’tan Senem Görür Yücel, avukat Akan Kürşat’ın Roma’da tutuklanmasını, önümüzdeki süreci ve bu tutuklamanın KKTC’deki emlak sektörüne etkilerini yazdı. İşte Yücel’in o yazısı…

Türkiyeli yayın organlarından Medyascope yazarı Senem Görür Yücel, geçtiğimiz gün avukat Akan Kürşat’ın Roma’da tutuklanmasını, önümüzdeki süreci ve bu tutuklamanın KKTC’deki emlak sektörüne etkilerini kaleme aldı; araştırmalarını aktardı… 

İşte Yücel’in o yazısı…

Kuzey Kıbrıslı Akan Kürşat, yeni yıla Roma’da cezaevinde girdi. 30 Aralık’ta Roma’da tutuklanan Kürşat, Kıbrıslı Rumların mallarının yasadışı yollarla satışına aracılık etmekle suçlanıyor. İade yargılaması devam eden Kürşat, 6 Şubat’ta hakim karşısına çıkacak. Bu tuhaf tutuklama ne anlama geliyor? Suçlamalar siyasi mi? Bu gelişme, Kıbrıs’ta çözümü nasıl etkileyecek?

Kuzey Kıbrıslı hukukçu ve avukat Akan Kürşat, eşi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe ile birlikte yılbaşı tatili için gittiği İtalya’nın başkenti Roma’da kaldığı otelde İtalyan polisi tarafından gözaltına alındı. Kürşat’ın gözaltına alınmasının nedeni, “Kıbrıslı Rum mallarının yasadışı satışına aracılık etmek”.

16 Ocak’ta ilk kez hakim karşısına çıkan Kürşat, Güney Kıbrıs’a iade edilmesinin hukuki olmadığını savundu.

Kürşat’ın gözaltı süreci devam ederken adada da sessizlik hâkim. Birçok Kıbrıslı Türk, “Biz de bir gün Avrupa’da tutuklanır mıyız acaba?” diye soruyor. Kürşat’ın neden gözaltına alındığı ve nelerle suçlandığına bakmadan önce filmi biraz geri saralım.

1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası Kıbrıs’ın ikiye bölünmesi birçok sorunu beraberinde getirdi. Onlardan biri de, Kuzey Kıbrıs’ta kalan Rum malları oldu. Rum görüşüne göre bu mallar “yağmalandı”, “peşkeş çekildi” ya da satılmasına veya kiralanmasına izin verilmesi için yollar arandı.

KKTC topraklarındaki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde iddia edilen haklar üzerinde değerlendirme yapmak ve bunun sonucunda mal iadesi, takas veya tazminata ilişkin bağlayıcı kararlar vermek amacıyla Aralık 2005’te Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kuruldu, Mart 2006’da faaliyete geçti. Yüzlerce Rum vatandaşı, mallarını geri istedi ya da tazminat talep etti.

Kimi davalar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yansıdı, TMK’nın işlevselliği tartışıldı.

KKTC’de 2002’den itibaren başlayan ve Türkiye ile paralel ilerleyen inşaat furyası ve emlak sektöründeki patlama, pek çok yabancı yatırımcıyı adaya çekti. Adanın kuzeyindeki bu furya son dönemde hem Türkiye hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin en önemli gündem maddesi haline geldi.

Bu furya da akıllara “Yatırımcılara Rum malları da satılıyor mu?” sorusunu gündeme getirmişken Akan Kürşat gözaltına alındı. Kürşat, 2000’li yıllarda “KKTC’deki Rum mallarını yasadışı şekilde satmak ve satılmasına aracılık etmek” ile suçlanıyor. Medyascope‘un ulaştığı diplomatik kaynaklar, Kürşat’ın “KKTC’deki eski Rum taşınmaz mallarıyla ilgili satış da dahil olmak üzere 2004 ve 2005 yıllarında müdahil olduğu işlemlere dayalı Rum Lefkoşa Mahkemesi tarafından çıkarılan ve INTERPOL vasıtasıyla dağıtılan 5 Mayıs 2005 tarihli Avrupa Tutukluluk Müzekkeresi bağlamında” gözaltına alındığını doğruladı. 2005 tarihli müzekkerenin geri çekildiğini belirten kaynaklar, 2007 yılında aynı olaylarla alakalı bir başka müzekkere yazıldığını belirtti.

MADEM SUÇLU, PASAPORTU NASIL YENİLENDİ?

Kürşat, Ercan Havalimanı’nın VIP bölümünden geçerek önce İstanbul’a sonrasında İtalya’ya gidiyor.

İddialar, Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla İtalya’ya indiği ve güvenliklerden sorunsuz geçtiği yönünde. KKTC’de birçok kişi, “Ne oldu da sonrasında kaldığı otelde tutuklandı?” diye soruyor.

Dikkat çekici bir diğer olay ise Kürşat’ın “Aranan Kişiler Listesi”nde olduğu halde 2014 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği ve pasaportu alması. İçişleri Bakanı Konstantinos Ioannu, Politis gazetesine yaptığı açıklamada, arandığı sırada Kürşat’a kimlik ve pasaport verildiğini doğruladı. 23 Temmuz 2014’te Kürşat’a yeni kimliğinin verildiği ve Rum İstihbarat Teşkilatı’nın (KİP) da itiraz etmediği öğrenildi.

GÜNEY KIBRIS, KÜRŞAT’I NE İLE SUÇLUYOR?

2006’da Kıbrıs Rum Kesimi Ceza Kanunu’nda değişiklik yapıldı, 303A maddesi eklendi. Maddede açıkça belirtildiği üzere, bir kişi KKTC’deki Rum mallarını bir başkasına satarsa, kiralarsa, ipotek ederse, bir başkasının kullanımına devrederse ya da devretmeye teşvik ederse, sözleşme imzalarsa ağır suçtan hükûm giyebilir ve 7 yıl hapis cezasına çarptırılabilir.

Güney Kıbrıs, Kürşat’ı İngiliz Gary Robb’un sahibi olduğu AGA Development’ın hukuk müşaviri olduğu dönemde “Rumların mallarını gasp etmekle” suçluyor ve iadesini talep ediyor.

Sadece Kürşat değil, en az dört avukat hakkında daha tutuklama emri olduğu öne sürülüyor.

Kürşat’ın gözaltı süreci ile ilgili Türkiye de devrede. Dışişleri Bakanlığı’nın hukukçular nezdinde çalışmalar başlattığı da belirtiliyor. Kaynaklar, adanın kuzeyinde gözaltının sadece Kürşat ile sınırlı kalmayıp, başka isimlere de uzanması durumunda Güney ile Kuzey arasında yeni bir kriz çıkaracağı yorumlarını yapıyor.

6 ŞUBAT’TA NE OLABİLİR?

Kürşat, ilk kez 16 Ocak’ta hakim karşısına çıktı. Güney’in iade talebinin hukuki olmadığını ifade eden Kürşat, gerekçe olarak da Ekim 2022’de Rum Merkezi Cezaevi’nde dövülerek öldürülen Kıbrıslı Türk mahkum Tansu Çıdan’ı (41) hatırlattı.

Medyascope’a bilgi veren kaynaklar, Kürşat’ın da başına benzer bir olay gelebileceğinden endişe ettiğini belirtti.

Roma Mahkemesi, Kürşat’a yöneltilen suçlamaların İtalyan hukukuna göre ne ölçüde suç sayıldığını ve ne ölçüde hapis cezası gerektirdiğini belirleyecek. Yani başka bir deyişle, suçlamaların İtalya yasalarına göre eşdeğer kabul edilmesi gerek. Gözler artık 6 Şubat’ta. İade edilirse ilk kez KKTC vatandaşlığına sahip birisi, kuzeydeki Rum mallarını satma suçundan yargılanmış olacak.

KKTC’DE BULUNAN RUM MALLARI İLE İLGİLİ NİHAİ KARARI KİM VERİYOR?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere mevzuata göre eski Rum mallarına yönelik taleplerin muhatabı TMK, yani devlet. Medyascope‘un ulaştığı kaynaklar, KKTC’de bulunan eski Rum taşınmaz malları ile ilgili hak iddiasında bulunan Rumların başvurularının “etkin ve ulaşılabilir” şekilde denetlendiği 2010’da AİHM’in Demopoulos kararı ile teyit edildiğini söyledi:

“2014’te IV. Rum olarak da bilinen ‘Cyprus v. Turkey’ başvurusuna ilişkin AİHM’in tazminat kararında, ‘yerlerinden edilmiş Rumların mülkiyet haklarına’ ilişkin başlığa yönelik AİHM, eski Rum taşınmaz mallarına yönelik herhangi bir ‘yasadışı satış veya geliştirmeye izin verme, katılım, razı gelme veya suç ortaklığının’ IV. Rum kararının icrası ile uyumlu olmayacağı yorumunu yapmış, bilahare, kararın Avrupa Konseyi bünyesindeki icrası çerçevesinde gelinen aşamada, hukuken, TMK’nın bahse konu ‘yasadışı satış veya geliştirmelere’ yönelik de etkin çareler içerdiği noktasına varılmıştır.”

TMK BİLEREK Mİ İŞLEVSİZLEŞTİRİLDİ?

Konuştuğum pek çok gazeteci, TMK’nın yıllar içinde bile isteye etkisizleştiğine vurgu yapıyor. Gazeteci Ulaş Barış, buna iki neden gösteriyor: Birincisi KKTC’nin topraklarının TMK marifetiyle yasallaşmasının istenmemesi, ikincisi de komisyonun ağır bürokrasisini kolayca aşmak isteyenlerin açgözlülüğü.

Kürşat’ın tutuklanmasından sonra Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nin “TMK Komitesi” adında bir mekanizma kurduğunu ifade eden Barış, komitenin kurulduğu zamanlamaya dikkat çekiyor:

 “Pardon ama bu kadar yıldır mağdur edilen Rum başvuru sahiplerinin şikayetlerini duymayan, komisyonun bile bile etkisizleştirilmesine pek ses çıkarmayan baronun böylesi bir komite kurmasının bence tek bir sebebi var. O da TMK’nın yasal şemsiyesine dair duyulan ihtiyaçtır.”

SUÇLAMALAR SİYASİ Mİ?

Medyascope‘a bilgi veren KKTC Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Kürşat’ın suçlandığı eylemlerin KKTC’de yasal olduğuna dikkat çekerek, “Rum makamlarının Kürşat ile ilgili genel ifadelerden öteye gidemediğinin” altını çizdi. Rum tarafının Kürşat’ın suçlu olduğuna dair delil göstermediğini öne süren kaynaklar, tutuklama emrinin bile İtalyan makamlarına iletilmediğini anlattı.

KKTC’de AİHM ve uluslararası hukuka uygun bir mülkiyet rejimi olduğunu ve mülkiyet iddiası olan Rum vatandaşlarının bu mekanizmalardan faydalanabileceğini belirten kaynaklar, Kürşat’ın tutuklanmasının siyasî bir mesele olduğu görüşünde.

26 Ocak 2024 tarihli son verilere göre, TMK’ye 7 bin 482 adet başvuru yapıldı, bunların bin 502’si sonuçlandı. Başvuranlara mallarının bedeli olarak 422 milyon 109 bin 211 sterlin tazminat ödendi. Ayrıca 4 başvuru için iade, 2 başvuru için takas ve tazminat, 7 başvuru için de iade ve tazminat kararı verildi.

Uzmanlar, TMK’yı aktif tutmanın her halükarda önemli olduğu kanaatinde.

KIBRIS SORUNUNU NASIL ETKİLEYEBİLİR?

Kürşat’ın tutuklanması ve akabinde yaşanan gelişmeler, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunuyla ilgili kişisel temsilcisi olarak atanan Maria Angel Holguin Cuellar’ın adaya geleceği dönemde yaşandı.

Gözaltı kararının ve Kürşat’ın başına gelenlerin böyle bir dönemde yaşandığına vurgu yapan diplomatik kaynaklar, “BM Genel Sekreteri’nin (BMGS) Kişisel Temsilcisi’nin yeni ve resmi bir müzakere sürecine geçilebilmesi için iki taraf arasında ortak zemin var mı yok mu çalışmasını sürdürmeye hazırlandığı sürecin böylesi bir ortamda başlayacağı da dikkate alınmalıdır” dedi.

EMLAK SEKTÖRÜ NASIL ETKİLENECEK?

Kürşat’ın gözaltına alınması özellikle emlak sektöründe de büyük bir şok dalgasına neden oldu. Yatırımcılar adanın kuzeyinin yatırım için güvenli bir yer olup olmadığını sorgulamaya başladı. Kürşat’ın gözaltısından sonra gazetelerde “Gayrimenkul sektöründe yeni tehdit”, “Emlak krizi kapıda”, “Sektörün sonu mu gelecek?”, “Yatırımcılar güvende değil” gibi manşetler atıldı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu