Turizm

İşte Kuzey Kıbrıs’ın Yedi Harikası!

Dünyanın yedi harikası olur da Kuzey Kıbrıs’ın olmaz mı! Kuzey Kıbrıs’ın en doğusundan, batısına kadar, tarihi, kültürel ve doğal çekim noktalarını sizler için derledik.

Dünyanın yedi harikası olur da Kuzey Kıbrıs’ın olmaz mı! Kuzey Kıbrıs’ın en doğusundan, batısına kadar, tarihi, kültürel ve doğal çekim noktalarını sizler için derledik.

WALT DİSNEY’İN İLHAM KAYNAĞI ST. HİLARİON KALESİ

Ortaçağın Kıbrıs’taki gizemli üç dağ kalesinden biri olan St. Hilarion, geçmişin ayak seslerinin yankılandığı mucizevi bir rotanın pişman olmayacağınız bir durağı. Ünlü çizgi roman karakterlerini yansıtan Walt Disney’in ‘Uyuyan Güzel – Pamuk Prenses ve Yedi cüceler’ masallarının esinlendiği kale, bu yönü ile de dikkat çekiyor. Kalenin en yüksek noktası 732 metre, Orada sizleri fotoğraf çekmek için bekleyen ortaçağ asker canlandırması karşılayacaktır. St. Hilarion Kalesi’nin zirveye yakın bir noktasında yer alan, ‘Kraliçenin Penceresi’nden Girne’nin muhteşem güzellikteki dağ ve deniz manzarasına bakmak, ruhunuzu dinlendirmek için bire bir. Zirveye çıkmaya değer.

MASAL KÖY KARMİ

Kıbrıs’ın en ilginç ve en özellikli yerlerinin başında, hiç tartışmasız Karmi köyü geliyor.  Karmi, dağ ve deniz arasındaki konumu, tertemiz sokakları, karakteristik evleri, rengarenk kapıları, kapı önündeki çiçekleri ve sevimli kedileriyle, Akdeniz ve Kıbrıs renkleri sunuyor.  Karmi, adeta bir masal köy. Bir yanı Girne sıradağlarına yaslanan Karmi köyü, Girne’den yaklaşık 8 km uzaklıkta ve deniz seviyesinin 350 metre yükseğinde ziyaretçilerini selamlıyor. Bu şirin köy, harikalar diyarı dedirten, bir görüntüye sahip. Turizm köyü Karmi’de, ağırlıklı olarak Alman, İngiliz ve İskandinav uyruklu kişiler yaşam sürüyor. Karmi’de kendi hallerinde yaşam sürenlere ve köy ziyaretçilerine sakinliğin ve huzurun dinlendirici terapisine eşlik ediyor. Geleneksel mimariyi yansıtan evleri, inişli çıkışlı, kıvrım kıvrım, rengarenk dar sokakları ile köyde, adım başı bir güzelliğe şahitlik etmek mümkün. Karmi, bu özellikleriyle fotoğraf tutkunları için de biçilmiş kaftan.

MEDENİYETLERİN BULUŞMA NOKTASI LEFKOŞA

Son bin yıldır Kıbrıs’ın başkenti olan Lefkoşa, günümüzde Avrupa’nın bölünmüş tek başkenti durumunda. Başkent Lefkoşa’yı çevreleyen 4.5km’lik tarihi sur içinde, dört ayrı medeniyetin izlerini tek bir fotoğraf karesinde görmek mümkün.
Lüzinyan, Venedik, Osmanlı ve Birleşik Krallık. Kıbrıs’taki en önemli Osmanlı eseri olan iki katlı ve 68 odalı Kıbrıs kültürünü yansıtan Büyük Han, Lefkoşa’nın gözbebeği özelliğini taşıyor. Lüzinyan Kralları’nın Kıbrıs Kralı olarak taç giydiği başkent Lefkoşa’nın ortasında yer alan ve 1571 tarihinden sonra camiye çevrilen St. Sophia Katedrali (Selimiye Camii), Kıbrıs’taki gotik mimarinin şaheserler arasında önemli bir yere sahip. Üç giriş kapısı ve 11 burçtan oluşan tarihi Lefkoşa şehri, yeşil hat diye bilinen sınır ile ikiye ayrılmış durumda, Kıbrıs sorunun çözümünü bekliyor.

GİZEMLİ MAVİ KÖŞK VE KORMACİT KÖYÜ

Başpiskopos Makarios’un avukatı, Paolo Paulidis’in, 1950’li yıllarda inşa ettiği gizemli ev Mavi Köşk, yakın tarihin farklı bir yansıması olarak, ziyaretçilerini derinden etkiliyor. Her bir taşın ve eşyanın hikayesi olan Mavi Köşk’e gitmişken, hemen yanı başında bulunan, Maronit azınlığın yaşadığı Kormacit -Koruçam köyünü ziyaret etmek iyi bir tercih olacaktır.


Arap kökenli Hristiyan Katolik olan köy halkından adetleri ve yerel yemekleri hakkında bilgi alıp, Aziz George Kilisesi ve Maronit Kültür Merkezini ziyaret etmek, sizleri Kıbrıs’ın kültürel çeşitliliği anlamında düşündürecektir. Yorgo’nun ya da Maria’nın yeri olarak bilinen mekânın kebapları, en az köy kadar nam salmayı başarmıştır.

AÇIK HAVA MÜZESİ MAĞUSA

2015 yılında 2 bin 300’üncü yaşını kutlayan Mağusa için, medeniyetlerin kesiştiği kent ve tarihe damgasını vurmuş parlak bir yıldız olarak nitelendirmek pek de yanlış bir benzetme olmaz. Lüzinyan dönemine ait gotik mimari sanatı ve muhteşem taş işçiliğinin örneklerinin görülebileceği her köşesi tarih ve gizem kokan Açık Hava Müzesi durumundaki Mağusa Surlar içi kendine yergi özellikleri ile adım adım tekrardan keşfedilmeyi bekliyor. 1298-1312 yılları arasında inşa edilen Lüzinyan krallarının Kudüs Krallığı tacını giydikleri St.Nicholas Katedrali, gotik sanatının harikulade örneklerinden biri olup, Osmanlı döneminde ilave edilen minare ile  Lala Mustafa Paşa Camii olarak bilinen nadide esere dönüştürülmüştür. Bu eşsiz eserin bulunduğu meydan, adını 1873 de Mağusa’ya 38 ay sürgüne gönderilen hürriyet şairi Namık Kemal’den alır. Venedik döneminde inşa edilen, Shakespere’in ünlü trajedyasına konu olan Othello Kulesi, Mağusa yakınlarındaki antik şehir Salamis ve Hristiyanlık dininin Kıbrıs’a yayılmasında St. Paul ile birlikte büyük etkisi olan St. Barnabas’ın adını alan günümüzde ikon müzesi olarak kullanılan St. Barnabas Manastırı muhakkak surette ziyaret edilmeli.

TİPİK BİR OSMANLI KASABASI YEŞİL LEFKE

Kıbrıs’ın kuzey batısında yer alan Lefke, Güzelyurt ile birlikte adanın en yeşil yerlerinden biri olup, doğal güzelliği, kendine özgü rayihası, kültürel mozaiği ve Soli antik kenti ve Vuni sarayı gibi tarihi yerleri ile sessiz ve huzur verici bir yerdir. Bu yeşil coğrafya, tarih süreci boyunca, temiz havası, yeşilliği, bol su kaynakları ve Kıbrıs adasın adını veren bakır maden yataklarından dolayı tercih sebebi olmuştur. Adadaki en eski Osmanlı yerleşim yerlerinden olan Lefke, camileri, su kemerleri, konakları, hurma ağaçları, cevizi, ceviz macunu, dünyanın en lezzetli yafa portakalı ve yemyeşil dokusuyla ünlüdür. Bir dönemlerin sarı altını olarak tabir edilen portakalın Kıbrıs’taki ana üretim merkezi, Güzelyurt ve Lefke’dir. Kuzey Kıbrıs’ın en batı ucunda yer alan Yeşilırmak köyü ise, tarımsal üretimi, çalışkanlığı ve çileği ile nam salmıştır.

SOLİ’NİN ALTIN YAPRAKLARI

Nisan ve Mayıs aylarında tarladan çilek toplamak apayrı bir keyif olarak köy ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Yerel özelliklerini koruyan eko köy Bağlıköy “orda bir köy var uzakta”nın Kıbrıs’taki karşılığıdır. Güzelyurt Arkeoloji müzesinde, “Soli’nin Altın Yaprakları” ismi ile sergilenen paha biçilmez kıymetteki buluntular muhteşem detaylar barındırıyor. Onlardan, Kıbrıs’ta son dönemlerde çıkarılan en önemli arkeolojik buluntular olarak söz edebiliriz. Hatta onları, dünya harikası olarak nitelendirmek pek de yanlış bir değerlendirme olmaz.


Lefke, 2015 haziranında, Cittaslow (Sakin şehir) olarak, yaşamın kolay ve huzurlu olduğu dünya Cittaslow ağına katıldı. Yeşil Lefke ve köyleri, Cittaslow yolda kendine güzel bir de slogan seçmiş durumda; Lefke; Sakinlik Onun doğasında var!

Kaynak/ Zoom Dergi

Diğer Haberler

Başa dön tuşu