EkonomiManşetÖzel HaberlerSiyasetYazarlar

Atanmış Hükümet Et Konusunu Da Yönetemedi

Bu atama hükümetin başta kaldığı sürece vereceği zararların geri döndürülemez boyuta geleceğini söylüyoruz.

Bu atama hükümetin başta kaldığı sürece vereceği zararların geri döndürülemez boyuta geleceğini söylüyoruz.

Tam 1 yıldır…

Dilimizde tüy bitti.

Dikilitaş duydu ama ne ana muhalefet duyabildi. Ne de partilerle angajmanları olan sivil toplum örgütleri, sendikalar vs.…

Yağma, talan ve oraya buraya çökme dışında hiç bir planlaması olmayan, ön görüden yoksun bu hükümetin daha ne yapması lazım ki yukarda saydığım arkadaşlar tepki göstersin?

Son et meselesine bakalım.

Üreticinin girdi maliyetlerini düşürmeyen, arz talep dengesine yönelik bir çalışma yapmayan hükümetin en kolay icraatı et ithalatı oldu.

Daha önce birçok alanda olduğu gibi burada da belli ki birileri güzel bir komisyon kaldıracak!

Bu benim iddiamdır.

Bu iddiayı nereye dayandırıyorum?

Bir süre önce Tarım Bakanı televizyonda katıldığı bir programda,  ülkede yeterli sayıda hayvan sayısı olduğunu söylemişti. Kısa bir süre önce de et ithalatına izin veriliyorsa, bu ben dahil bir çok kişide soru işaretleri uyandırır.

Ya ülkeyi yönetmekte ciddi bir zafiyet vardır; ya da bu işten birileri ciddi bir para kaldırıyor. 

Bir iddiam daha var.

Umarım yanılırım!

Siz bu gelecek olan etlerin vatandaşın sofrası için mi olduğunu sanıyorsunuz?

Ensesi kalın otellere yönelik olacak.

Donmuş ne olduğu belli olmayan eti mi tercih edersiniz? Yoksa sınırı geçip 10 metre ötedeki taze kesilmiş eti mi tercih edeceksiniz?

Ha diyeceksiniz ki, güneye geçemeyen insanlar da var.

Doğrudur.

Bunun içinde gerekli olan planlamadır. Arz talep dengesini kurmaktır. Üreticinin girdi maliyetlerini aşağıya çekip daha ucuza üretebilmesini sağlamaktır.

Kötü yönetip ithalat izni vermek işin kolaycılığıdır.

10 yıl önce ülkedeki hayvan sayısı ile bugün hayvan sayısı üç aşağı beş yukarı aynıdır.

Ama arada geçen sürede nüfusta inanılmaz bir artış söz konusudur.

İşte bu noktada arz -talep dengesine yönelik çalışmazsanız, yani kısaca yönetemezseniz, ortaya mesela ‘et kaçakçılığı’ gibi de bir durum çıkar.

İthalata izin veriliyor ya? O zaman bu ithal etten bir fon oluşturup, elde edilecek gelirle hayvan sayısını artırmaya yönelik kullanacağız diyor musunuz? 

Hayır!

Dediğim gibi.

Ortada bir planlama, ön görü yok.

Yapılan eylemlerde zümresel çıkarlar üstüne olduğu için günü kurtaracağız belki ama bu atama hükümetin varlığı sebebiyle geleceğimizi kaybetmeye devam ediyoruz.

Burası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.

Etinden, sütünden ve hatta kemiğinden faydalanmak mubah.

YAZI/ ARAL MORAL

Diğer Haberler

Başa dön tuşu