Eğitimde Kurallar Sürekli Esnetilirse Sistem Çöker
Okullarda, birinci dönemin ilk yarısına gelindiği günlerdeyiz, iki ay boyunca verilen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin çıktılarının ölçüleceği ve değerlendirmelerin yapılacağı ara sınavlar esnasında, okullar ve öğretmenler; öğrenciler ve veliler birçok sorunla boğuşmaktadır.
Okullarda, birinci dönemin ilk yarısına gelindiği günlerdeyiz, iki ay boyunca verilen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin çıktılarının ölçüleceği ve değerlendirmelerin yapılacağı ara sınavlar esnasında, okullar ve öğretmenler; öğrenciler ve veliler birçok sorunla boğuşmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda birçok soruna yol açan zorbalıklar ve disiplin olaylarını önlemek için artık çözümler yaratmak zorundadır.
1-Akran Zorbalığı: Okullarda vücut bulduğu şekil ile okulda çeşitli sebeplerle sivrilen bazı öğrencilerin veya yaşça büyük sınıfların, veya kendi yaşıtı olan bir kişinin, diğer bir öğrenciye, şiddet veya baskı uyguladığı davranışlar sergilemesidir ( bu konuda birçok çalışma ve yazılar yazılmıştır)…
Siber Zorbalık: Daha çok okullarda, akıllı cep telefonu kullanılmak suretiyle, dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen zorbalık çeşididir. Sosyal medya kullanılarak, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında görülmektedir.
Hedef alınan kişi veya kişileri korkutmak, kızdırmak ya da utandırmak amacı ile tekrarlanan davranış biçimleridir.
UNICEF ( Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ) uzmanları, Uluslararası siber zorbalık ve çocuk koruma uzmanlarını bir araya getirerek, Facebook, Instagram ve X’le bir ekip oluşturarak, çocuklara yönelik siber zorbalık davranışlarına örnek eylemleri şöyle sıralamışlardır.
- Sosyal medyada, bir kişi hakkında yalanlar yaymak veya utandıracak, küçük düşürecek fotoğraflar yayınlamak.
- Mesajlaşma platformlarında, kırıcı, incitici mesajlar veya tehditler yollamak.
- Başka kişilerin kimliğine bürünerek, arkadaşlarına kötü, incitici mesaj ve resimler göndermek.
Yukarıda belirtilen durumları veya davranışları yaşayan çocukların, hemen güvendiği, yetişkin bir aile bireyinden veya okulda ise öğretmeninden yardım istemesi önerilmektedir.
Birçok ülkede bu konularda çocukları korumak için, ücretsiz yardım hatları oluşturulmuştur. https: ̷ ̷ www.guvenliweb.org veya https: ̷ ̷ www.guvenlicocuk.org.tr gibi hatlar yirmi dört saat esaslı hizmet vermektedir. Bu konularda ne yazıktır ki bizim ülkemizde büyük bir gizlilik ve sessizlik vardır. Bu da olayların çığ gibi büyümesine ve içerisinden çıkılamaz durumların yaşanmasına sebep olmaktadır.
Yine bu sorunlara yol açan, akıllı cep telefonları ile ilgili, UNESCO ( Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim,kültür ve İletişim Örgütü ) Okullarda, ders esnasında cep telefonu sebepli rahatsızlıkları engellemek, siber zorbalığı önlemek ve öğrenme ortamlarının iyileştirilmesini sağlamak için, Dünya çapında, okullarda akıllı cep telefonu kullanımının tamamen yasaklanmasını önermiştir. (2023)
Dünya çapında, eğitim sistemlerinin analizine bakıldığında da, her altı ülkeden biri, okullarında akıllı cep telefonlarının kullanılmasını yasaklamıştır.
3-Hırsızlık ve Davranış Bozuklukları: Okullarda yaşanan disiplin olaylarına, etkin çözümler yaratılamadığı için, sorunlar genelleşmekte ve sistemi çökertebilecek büyük boyutlara ulaşmaktadır. Olaylara sebebiyet veren öğrencilerini yargıladıkları
Disiplin Tüzüğü, tarihi geçmiş ürünler gibi fayda ve çözümler yerine, zararlara sebebiyet vermeye devam etmektedir.
Disiplin Tüzüğü’nün, okullarda yaşanan istenmedik davranışların cezalandırılmasına yönelik, ciddi güncellemelere ihtiyaç vardır. Bu konuda M.E.B. okul idareleri, eğitimde bulunan paydaşlar, veliler ve kendi bünyesinde bulunan, konusunda uzman personeliyle yeni gelişen suç ve davranış bozukluklarına, çözümler getirebilecek yeni kuralları ve düzenlemeleri tüzüğe ekleyerek güncellemelidir.
4-Sınıf Geçme ve Değerlendirme Sistemi: Bu konu çok geniş ve aslında, mevcut sorunların anasını oluşturmaktadır. Bu nedenle bu konuyu ayrı bir başlık olarak başka bir yazımda, geniş bir şekilde ana başlık olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Burada söyleyebileceğim bu konunun ana unsuru siyasetin ve siyasilerin çıkarları uğruna her yıl, öğretmen atamalarının gecikmesi nedeni ile yaşanan, öğretmen eksikliklerine bağlı, yaşanan ders kayıplarının ( örneğin bu yıl halen 3 bin civarında öğrencinin ders alamamasından dolayı, sınav ve değerlendirilmeleri yapılamıyor) ve yüzlerce kriterle yapılan değerlendirmelerin sonuçlarına aldırmadan, ders ve sınıf geçme ile ilgili hiçbir uzmanlığı bulunmayan Bakanlar Kurulu veya M.E.B. genelgeleriyle yeterliliklere ulaşamayan öğrencilerin sınıf geçirilmesidir.
5-Öğrencinin Öğretmene veya Yetkililerin, Öğretmene Zorbalığı: Daha önce yetkililerin öğretmene zorbalığı konusunu işlediğim için burada son zamanlarda okullarda çok görülmeye başlanan öğrencinin, öğretmene zorbalığı konusunu gündeme getirmek isterim. Okullarda “Akran Zorbalığı” konusu, basite indirgenerek, ya da sessizce halledilmeye çalışıldıkça, bu davranıştaki öğrenciler bazı öğretmenlere de zorbalık davranışlarını sirayet ettirerek kendince, diğer öğrencilere karşı durumunu güçlendirmeye çalışmaktadır. Öğretmenlerin öğrenciler karşısında rencide edilmesine, küçük düşürülmesine yönelik davranışlar, asla kabul edilemez, edilmemelidir. Eğitim sisteminin ana unsuru öğretmen çökerse, sistem çökecektir.
Öğrencilerin yaşanan ekonomik, ailesel veya okul ve sınıf içi sorunlar nedeniyle disiplinsizlikler yapması, ders, araç gereçlerini getirmeyip, sınıf içinde öğretmenle tartışma yaratması, tüm sınıfı etkileyen rahatsızlıklara dönüşmesi, öğretmenin uyarılarına ise saygısız ve asi davranışlar ile cevap vermesi, genelleştikçe, öğretmenler tükenmişlik yaşamakta ve daha isteksiz bir şekilde ders ve sınıfının başına geçmektedir.
Ayrıca darmadağın edilmiş, tutarsız programlar uygulanmaya çalışılan bir eğitim sisteminde, yetersiz öğretmen sayısı, haddinden fazla kalabalık sınıflar ve sınıf ortamı bulunmayan barakalarda, yoğun ders yükü ve sorumluluklar altında robotlaşan öğretmenlerimiz.
Öğretmenler gününe sayılı günler kala, okullarda tükenmiş öğretmenlerimizin, öncelikle kendi Eğitim Bakanlığı tarafından, daha sonra da tüm toplum ve siyasiler tarafından sadece öğretmenler gününde, göstermelik sevgi ve saygı sözcükleri ile anılması yerine, öğretmenlerin sorunlarını anlamayı deneyip ( empati ) diyalog kurarak, hep istemek yerine, arada bir yardımcı olmak, toplumun geleceğini kuracak bu meslekteki kişilere, yüklendikleri bu zorlu görevlerin sorumluluğunu güven ve anlayışla hatırlatmak gerekir.
Eğitim, bize öğretildiği gibi, toplum, okul ve öğretmen üçgeninin her bacağıyla birleştirilebildiği zaman, istendik davranışlara dönüşmektedir. Başarının anahtarı buradadır.
Kalın sağlıcakla…
YAZI/ OZAN ÇOLİ