Siyasilere Ve Halka “Acil” Çağrı!

Ülkede siyaset yapan tüm siyasi partilere, politikacılarına, halkımıza “acil” kodlu bir çağrı yapmak istiyorum.

 Planlanması gereken devlet okulu yapısını derhal bütçeleştirerek, güvenli yapı alanlarına, program çeşitliliğine önem veren, yatay ve dikey geçişlere imkân tanıyan, okul türlerine, yaşam boyu eğitim sistemlerine, kısacası Milli Eğitim Bakanlığı’ndan başlayarak öğretmenlerimizin amaca uygun kriterlerle alınmasına, okullarımızın, sınıflarının, sosyal alan aktivitelerinin yeniden oluşturulmasına; kısacası devlet okullarını ve eğitim sistemimizi günün koşullarına ve yeni yüzyıla göre yeniden planlamalıyız.

Devlet okulu, toplumu temsil eder; geleceği yani çocuklarımızı temsil eder, velilerin güvenini temsil eder, zor zamanlarda toplumun sığındığı yerdir, bölgesinin sosyal aktivite alanlarıdır, sporun ve sporcuların yetişme alanlarıdır ve en önemlisi insan yaşamının, gelişiminin eğitimini temsil eder.

Devletin, okullarına bu misyon ve mantıkla bakması gerekir.

Devlet okullarının bu günkü durumu, yapı güvenliği olmayan binalar, sosyal alanlarının gasp edildiği yapılar ve toplum için yapması gereken görevleri, imkansızlıklar nedeni ile yerine getiremeyen, çocuklarımızın bile her sabah gitmek istemediği alanlar olmaktan çıkarılmalıdır.

Devlet okulları, bir ülkenin medeniyetini temsil eder. 7’den 70’e her vatandaşına hizmet eder durumda olmalıdır. Devlet okullarını, yapı ve sistemlerini hizmet odaklı olması için, kaynak yaratarak yeniden tüm toplumun gelişimine katkı veren, her vatandaşın oralardan faydalanabileceği ve bölgesine, mahallesine, kültürüne, katkı koyacak standartlara, gelişmişliğe ve donanımlara sahip olması gerekir. Toplumun geçmişinde bu yapı kurulmuş ve yıllarca bu toplum, bu okullardan faydalanmıştır.

Geçmişte devlet okulları sabah çocukların eğitimine, öğleden sonra spor faaliyetleri ve ülkeye sporcu yetiştirilmesine, akşamları ise yetişkin eğitimine büyük katkılar sağlamıştır. Bu sistemin yanında folklor ve yerel müzik oluşumlarına hatta kırsal alanlarda sinemasından tutunda, düğün ve toplanma alanlarına kadar hizmetler sunarak, hayatlarımızın içerisinde yer almışlardır. Kendimize ait eğitim modelini aslında çok iyi biliyoruz. Başka ülkelerin taklit eğitim programları bu ülkeye yirmi (20) yıl kaybettirmiş; elimizdekiler de yok olup gitmiştir.

Kıbrıs’ta gerçek eğitim merkezi yapımızı devlet okullarının reorganizasyonu ile gerçekleştirmeliyiz. Geçmişimizi hatırlayarak, zaten alışık olduğumuz bu yapılanmayı, modern versiyonu ile gerçekleştirmemiz halinde,  bizi tanımayan Dünya’da bile, eğitimimizden örnekler oluşturarak, ülkemizden söz ettirebiliriz.

Devlet okulları, Kıbrıs’ta sorun olan akşamların televizyon önünde veya sosyal medya içerisinde kaybolmuşluğuna da çare üretebilir. Akşam liseleri ile topluma farklı dil eğitimleri ve hobi amaçlı geliştirici akşam okulları, yerel tiyatro oyunları, akşam bölge veya mahalle ile ilgili sorunların çözümleri ile ilgili söyleşiler ve daha sayamadığım birçok etkinlik planlı bir şekilde yapılabilir.

Öğleden sonraları ise, fiziki alan ve donatıları tamamlanan okullar, bölge ve mahallenin spor merkezlerine dönüşerek, spor eğitimleri ve faaliyetleri ile futbol, basketbol, hentbol, voleybol, atletizm, yaşam boyu spor ve daha birçok alanda takım veya bireysel sporcu yetiştiren merkezlere dönüşerek belki de olimpiyatlara adımızı altın madalyalarla yazdırabiliriz. Böylece dünyaya varlığımızı duyurabiliriz.

Burada okuduklarınız, bir hayal ürünü değildir, yirmi (20) yıl öncesinde, okullarımız bu yapıdaki etkinliklerin çoğuna hizmet ediyorlardı.

Devlet okullarının bugünkü yapısıyla, plansız programsız ve bütçe yetersizlikleri içerisinde sadece çocukların eğitimine endekslenmiş, onu bile tam gerçekleştiremeyen, atıl durumda bırakılan ( birkaç okulu dışarıda bırakarak) yerler haline getirilmiştir. Bu yapı farkına varılmıştır ki, politikacılar plansız programsız bir şekilde, sıkıcı ders öğretim programları yükleyerek, okulların açık kalma sürelerini uzatma oyununu oynamaya çalışıyorlar.

Devlet okullarının, ülkenin gerçek dinamizmini oluşturacak, gerçek eğitim ve hizmet yapılarına dönüştürülmesi, acilen planlanarak hayata geçirilmelidir.

Gerekli yatırımların yapılabilmesi için, eğitime ayrılan kaynakların eğitim için kullanılması, planlamaların, programların, dönüşümün paydaşlarla birlikte yapılması ve halka anlatılması halinde, toplumun buna katkılarını esirgemeyerek, ülke olarak, tekrardan kendimize olan güveni kazanarak, geleceğe daha büyük umutlarla bakmamızı sağlayabiliriz.

Gelecek, devlet okullarından başlayarak, planlı ve programlı yapılanmalarla, birçok korkumuzdan da sıyrılarak, birlikte kurulmalıdır.

Kalın sağlıcakla…