Her bir kriz, ya da ekonomik dar boğaz ortamında yöneticilerin hemen ilk olarak yaptığı, kendi beceriksizlikerinin yükünü çalışanlara kesmektir.
Maliye zora mı girdi?
Bas işçinin, çalışanın, sabit gelirlinin, bordro mahkumunun boğazına…!
Yönetemeyen, ya da bilindik eski yönetim alışkanlıklarıyla devlet bütçesini zarara uğratan ya da maliyeye ek külfetler yükleyen sözüm ona yöneticiler için en kolayıdır bu.
Halbuki, gözlerinin önünde tasarruf yapacakları, bazı giderlerin önüne geçebilecekleri yöntemler vardır, bunları yapmak da ‘at ile deve değildir.’
“Bütçede para yok” bahanesinin arkasına saklanmak işin kolayıdır. Varsa niyet, çare de bulunur para da bulunur.
Hade gelin bir tasarruf önerisinde bulunalım.
Bir kaç gün önce Tiken Gazetesi’nde Sevgili Devrim Demir’in bildirdiği “Aylık Gıda Harcaması 20 Milyona Yakın” başlıklı bir haber vardı.
Merkezi Cezaevi Müdürü Fatih Erdoğan’ın açıklamalarına yer verdi. Ne dedi Sayın Müdür? Bir mahkumun, tutuklunun günlük gıda tüketiminin 736 TL olduğunu söyledi.
Su, elektrik, sabun, şampu, personel vs gibi giderleri de ekleyince aslında bu rakamlar çok ciddi rakamlara evrilir.
Tabii şimdi kalkıp, suçun sosyo-ekonomik boyutları vardır, bu konuda bilimsel çalışmalar yapıp bu sosyo-ekonomik nedenlerin önüne geçmek için yine bilimsel çalışmaları ışığında adımlar atılmalıdır gibi beylik laflarla janjanlı cümleler kuracak da değilim elbette.
Yaşadığım yerin ve kimler tarafından yönetildiğinin farkındayım elbette.
Bir kalbur samanı iki eşeğe pay edemeyecek kabiliyet yoksunlarından bunu beklemek gerçekçi bir tutum olmazdı.
Neyse, konumuza dönelim.
FASIL 105’TE KÜÇÜK BİR TADİLATLA GİDER KISILABİLİR
Ülkede kayıt dışı olarak yakalanan ya da halk arasındaki tanımıyla kaçak yakalanan bir kişi, davası görülünceye kadar tutuklu olarak önce polis hücrelerine sonra da cezaevine götürülür.
Davası 1, 2 ya da 3 ay sonra görüldüğünde, mahkeme kaçak kişiye, örneğin, 1 aylık hapislik cezası verir ve “yattığı süre sayılarak” ardından sınır dışı işlemleri başlatılır.
Arada geçen sürede cezaevinde kamu maliyesine yarattığı külfet oldukça fazladır.
Halbuki Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası’nda yapılacak küçük bir tadilatla; yani yasaya eklenecek “Kayıt dışı yakalanan kişi, başka bir suç işlememiş olması halinde baş muhaceret memurunun takdirine göre cezai işlem yapılmaksızın sınır dışı edilebilir” gibi bir cümleyle ülkede kaçak olarak yakalanan kişilerin doğrudan deport edilmesi, kamu maliyesine binen bu yükü hafifletir.
3 yıl İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürü olarak yaptığım görev süresince, deport işlemlerinin de kamu maliyesinre çok ciddi bir yük olduğunu da gözlemledim.
Bu konunun da özellikle ‘öğrenci’ boyutunun yarattığı sorun, yük ve öneri daha sonraki bir yazının konusu olsun.
Zere ülkeye ev alıp yerleşen yabancısından, öğrencisine, çalışanına kadar muhaceret durumu dibelik vahim bir konu ve sorun olarak önümüzde duruyor.