ManşetÖzel HaberlerPolisiyeYazarlar

Savcı Etkin: Herkes Bu Suç Örgütünün Üyesi mi?

Özel ders verdiği 9 yaşındaki erkek öğrencisine cinsel istismarla suçlanan öğretmen Mustafa Kadı’nın yargılanmasında sona gelindi. İşte son duruşmada yaşanılanlar…

ÖZEL HABER-SELDA BEKTAŞ

Özel ders verdiği 9 yaşındaki erkek öğrencisine cinsel istismarla suçlanan öğretmen Mustafa Kadı’nın yargılanmasında sona gelindi. İşte son duruşmada yaşanılanlar…

İddia ve savunma makamlarının hitaplarını yaptığı duruşmada, Kadı’nın avukatları tanıkların ifadesi ile doktor raporlarına itiraz etti; Kadı’ya komplo kurulduğu iddiasında bulundu.

Savcı iddialara “mesnetsiz” olarak niteleyerek eldeki kanıtları hatırlattı.

Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşen dava 9 Şubat’ta karara bağlanacak.

DAVA KONUSU…

Kasım 2021 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir görevli ve bir veli Boğaz Karakolu’na giderek, kolej sınavlarına hazırlaması için 9 yaşındaki oğluna özel ders veren öğretmen Mustafa Kadı’dan “ çocuğa cinsel saldırıda” bulunduğu gerekçesi ile şikâyetçi oldu.

Şikâyet sonrası, Sosyal Hizmetler Dairesi’nden uzman bir psikolog eşliğinde çocuğun ifadesi alındı. Çocuk bu ifadeyi daha birçok defa mahkeme de dahil anlattı.

Barış ve Ruh Hastanesi’nden uzman psikolog ve psikiyatristler tarafından travma yaşadığına dair raporlar hazırlandı.

Şikâyetin yapıldığı gün Mustafa Kadı hakkında derdest emri alınarak Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne çağrılıp tutuklandı ve Boğaz Karakolu’na götürülerek ifadesi alındı.

Kadı’nın çocuğun cinsel organına dokunduğu, makatına baktığı iddia ediliyordu.

YARGILANMA SÜRECİNDE YAŞANILANLAR…

Kadı’nın yargılanma sürecinde 10’u aşkın tanık, ifade verdi. Bunlar arasında ilk şikayetin yapıldığı Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevli müdür, çocuğun olayı anlattığı 10 yaşındaki arkadaşı, arkadaşının babası, tahkikatı yürüten polis memur, Boğaz Karakolu’nda görevli 2 polis, çocuktan ifade alan sosyal hizmet görevlisi, Barış ve Ruh’ta görevli çocuk psikiyatristleri, çocuğun anne ve babası olmak üzere 10’u aşkın kişi mahkemede dinlendi; savunmanın sorularına yanıt verdi.

Çocuğun istismar nedeniyle yaşadığı travma da raporlarla belgelendi.

GÖNÜLLÜ İFADEYE İTİRAZ ETMİŞTİ

Duruşmalar sürerken Kadı’nın avukatı Emre Üngüder, Kadı’nın polise verdiği gönüllü ifadeye itiraz etti.

Üngüder, ifadenin baskı ve şiddet tehdidi ile alındığını; Kadı’nın korkutulduğunu, ifade alınırken avukatı ile görüştürülmediğini, telefonunu kullanmasına izin verilmediğini, polisin Kadı’ya ‘suçlu’ muamelesi yaptığını, ‘tecavüzle suçlanacağı’ tehdidinde bulunduğunu, ifadesini görmeden imza attırıldığını, avukatının oyalanarak yanına alınmadığını iddia etti ve gönüllü ifadenin geçersiz sayılması talebinde bulundu.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Yargıçları, duruşma içinde duruşma yapılmasına karar verdi.

Savcı Atilla Enver Etkin, savunmanın bu iddialarını teknik delilerle geçtiğimiz haftalarda mahkemeye sunarak çürüttü; Kadı’nın verdiği ifadenin gönüllü alındığını kanıtladı.

Savcı Etkin, GSM kayıtlarını mahkemeye sunarak sanık Mustafa Kadı’nın polis aracıyla Boğaz Karakolu’na götürülürken telefon görüşmesi yaptığını; avukatının GPS kayıtlarından da sanığın ifadesi alındığı dakikalarda henüz Boğaz Karakolu’nda olmadığını ve yine telefon kayıtlarından Kadı’nın Boğaz Karakolu’ndayken rahatça telefon görüşmesi yaptığını kanıtladı.

Ayrıca Savcı Etkin, sanık Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilmeden, soruşturma safhasına 3 kere daha mahkemeye çıkarıldığını, bu sırada avukatlarının hazır bulunduğunu ve bu dönemde sanığın “gönüllü ifadesine” itiraz etmediğini hatırlattı.

Mahkeme heyeti, tüm deliler ışığında Savcılığın sunduğu gönüllü ifadeyi emare olarak kabul etti.

KADI’NIN AVUKATINDAN “KOMPLO” SAVUNMASI

Tanıkların dinlenmesi, kanıtların mahkemeye sunulmasının tamamlanmasının ardından bugün savunma ve iddia makamları hitaplarını Mahkeme Heyeti’ne yaptı.

Kadı’nın avukatı Üngüder, olaydan 2 sene sonra dinlenen birçok tanığın ifadesine itirazlarda bulundu. İfadeleri çelişkili bulduğunu iddia etti; Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çocuk Psikiyatristinin hem ifadesine hem de raporuna itiraz ederek, bilimsel bulmadığını ileri sürdü.

Üngüder, çocuğun anlattıklarının anne ve arkadaşıyla çeliştiğini savundu.

Üngüder ayrıca çocuğun kolej sınavlarına hazırlanmak için arkadaşlarıyla dershaneye gitmek istediğini ancak annesinin özel derste ısrarcı olduğunu, deneme sınavlarında ‘başarısız’ -70’in üstünde puan aldı- olmasının ardından öğretmen Mustafa Kadı’ya iftira attığını ileri sürdü.

Üngüder, olayın duyulmasının ardından karakola şikayete gidilmeden bir siyasetçinin arandığını, aslında Mustafa Kadı’ya disiplin soruşturması açılması için çabaladıklarını savunarak, tanıkların (psikiyatrist, arkadaşının babası) çocuğun ifadesini doğru kabul edip, mahkumiyetçi bir yaklaşım sergiledikleri savunması yaptı.

Üngüder, sanığın suçsuz olduğunu savunarak mahkemeden beraat talep etti.

 “BİRBİRİNİ TANIMAYAN BUNCA
İNSAN ÖĞRETMENE KOMPLU MU KURDU?”

Savunma avukatının hitabının ardından konuşan Savcı Atilla Enver Etkin, müştekinin 9 yaşında bir çocuk olduğuna dikkat çekerek, hiçbir cinsel eğitimi olmadığını, tanıkların ve çocuğun olaydan 2 sene sonra hatırladıkları kadarını anlattıklarını zamansal çelişkiler olabileceğini ancak her tanığın ifadesinde suç unsurlarının açıkça ifade edildiğini belirtti.

Etkin, şunları söyledi:

 “Olaydan 2 sene sonra tüm tanıklar birbiriyle bütünlüklü hiç çelişmeden ifade verseydi, burada bir organize olmaktan söz edilebilir, düşünülebilirdi. Her tanık hatırladığını anlattı. Esasa ilişkin tutarlılık vardı. Çocuk kendine dokunulduğunu, makatına bakıldığını anlayabileceği düzeyde anlattı. Hissiyatını, ayrıntıları mağdur olmasaydı 2 sene sonra anlatamazdı.

Savunma ‘komplo teorisi’ kurdu. Bunca yıllık savcıyım ilk kez bir uzmanın “Başka mağdur var mı? Araştırılsın” dediğini duydum. Sanık bunu sistematik bir biçimde yaptı. Annesinin saat kaçta evde olmadığını biliyordu. 9 yaşındaki bir çocuk, ilk ifadesinde kadın polislerin dışarı çıkarılmasını istedi. Utandı. Annesine çok detaylı anlatamadı.

Eğitim müdürü, psikolog, psikiyatrist, herkes bu suç örgütünün üyesi mi? Birbirini tanımayan herkes bu komplonun parçası mı?

Çocuğa bunları sistematik bir biçimde yaptı ve bunların “sır” olduğunu söyledi. Çocuk daha önce dershaneye gitmek istiyordu ancak özel derste karar kılındıktan sonra bir daha istemedi. Ta ki bu istismar başlayınca istemeye başladı. Daha önceki notu 84’tü. 73 oldu diye bu iftirayı mı attı?

Bu nasıl bir iddia?

Anne-baba olayı öğrendiğinde akşam saatleriydi. Onlar da tanıdıkları siyasetçiyi aramış. Gece yarısı karakola mı gideceklerdi?  Çocuk ve ailenin durumunu düşünün…

Sanığın yüzüne bakıyorum. Bir öğretmene böyle bir suçlama yapılıyor. Kıbrıs’ta hayatı bitmiş artık. Bu kadar sakin kalınabilir mi?

Sanık çok sakin ve soğuk.

Sanığın mahkumiyetini talep ediyorum…”

Mahkeme karar için 9 Şubat Saat 10:30’da toplanacak.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu