Eskiden Güvenli Ülke Oluşumuz Vardı, Şimdi O da Yok…!
Kıbrıslı Türkler birçok badireleri krizleri atlattı ama hep söylediği bir şey vardı, “En azından güvenli, huzurlu bir ülkeyiz.” Sonunda kaybetmeye en çok korktuğumuzu kaybettik.
Ekonomik krizler, hükümet krizleri, Kıbrıs sorunu kaynaklı problemler, gerginlikler…
Bir şekilde, zaman zaman veya sıkça sorunlarımız oldu elbet.
Kıbrıslı Türkler birçok badireleri krizleri atlattı ama hep söylediği bir şey vardı…
“En azından güvenli, huzurlu bir ülkeyiz.”
Sonunda kaybetmeye en çok korktuğumuzu kaybettik.
Güvenli ve huzurlu bir ülke olmayı, elimizde tek kalan bu özelliğimizi kaybettik.
Sokakta güvenli değiliz.
İş yerimizde değiliz.
Trafikte değiliz.
Ve artık evimizde de huzurlu ve güvenli değiliz.
Ünal Beyler de 2024’ün 2023’ten daha iyi olacağını söyleye dursun.
Sokakta, insanlar arasında olandan bitenden haberi var mı emin değilim.
RÜŞVET KONULARI YİNE HAVADA UÇUYOR
Redif Nurel’in katıldığı bir programda DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ile Girne Antik Liman restorasyon ihalesini alanDP Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun kendisinden rüşvet istediğini iddia etti.
Geçmişte hatırlayacaksınız, UBP’deki kurultay kavgaları ekseninde gelişen ve o dönem milletvekili olan Ejder Aslanbaba’nın Meclis’te dolarları sallamış ve kendisine rüşvet verildiğini söylemişti.
Ondan biraz daha önce dönemin DP Genel Başkanı Serdar Denktaş 2009’da “Oy satın aldım” demişti. Ve hatta bundan utanç duyduğunu ama yapmak zorunda kaldığını söylemişti.
Yasal değil elbet. Etik mi?
Tartışma kaldırır
Tabii bu açıklamaların üzerine YSK da inceleme başlatmıştı.
Öyle kaldı.
Sayıştaylık’taki birçok dosya da öyle. Bir başına kaldı kalıyor.
Rezillik arşa çıktı.
Var mı utanan?
Hatta şöyle soralım.
Var mı utanıp da istifa edecek olan?
Ya da bırakıp gidecek olan?
Ha dilerseniz günde 5 kez “bırakın”, “bırakın ve gidin” hatta “utanarak bırakın ve gidin” diyelim.
Deylim bakalım.
Günün sonunda elde ne kalacak, hep beraber göreceğiz.
