Bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasıyla birlikte, turizm sektörü sahte rezervasyon tehlikesi ile karşı karşıya.
İstanbul Ticaret Gazetesinden Sümeyra Yarış Topal’ın haberine göre, son aylarda hem turizmciler hem de turistler; sahte siteler yüzünden mağduriyet yaşatan dolandırma olaylarıyla karşılaşıyor. Konunun uzmanları ise bu sorunların yaşanmaması için taraflara çeşitli sorumluluklar düştüğünü hatırlatıp, önemli tavsiyelerde bulunuyor.
“ÇOK DÜŞÜK FİYAT VERİLEN TESİSLER
KONUSUNDA DİKKATLİ OLUNMALI”
Türkiye Otelciler Birliğinden alınan bilgilere göre, sektör son dönemde bu tarz olaylarla sık sık karşılaşıyor. Rezervasyon sahteciliği yapanlar arama motorlarında ilk sırada çıkmak için yüksek bir reklam bedeli ödüyor ve müşteriyi kendine çekiyor. Birebir turizm acentesinin sitesini kopyalayan dolandırıcılar, satın alma işleminin ardından müstakbel ziyaretçiye otelin orijinal logosunun yer aldığı rezervasyon dosyası ve onayı da gönderiyor. Ancak ziyaretçi otele gittiğinde böyle bir rezervasyon olmadığı bilgisi ile karşı karşıya kalıyor.
Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
TÜROB olarak çok fazla sahte online site bulunduğu konusunda misafirlerimize sürekli uyarılarda bulunuyoruz. Bir seyahat acentesi veya bir tur operatörü aracılığıyla tatil planlanıyorsa öncelikle bu şirketlerin güvenilir olmalarına; acente veya tur operatörünün TÜRSAB üyesi olmasına dikkat edilmeli. Aracı kullanmadan online siteler üzerinden bir tatil planlaması yapılıyorsa, bu sitelerin gerçek ve güvenilir olduklarının kontrolü mutlaka yapılmalı. Online siteler üzerinden rezervasyon sonrası, otelden de bu rezervasyonlarının teyit edilmesini tavsiye ediyoruz. Maalesef dolandırıcılık yapıldıktan sonra risk sadece çekilen parayla sınırlı kalmıyor. Dolandırıcılar hem kartları kopyalıyor hem de farklı harcamalar yaparak vatandaşların kredi kartını boşaltıyor. Vatandaşlar özellikle mevcut fiyatına göre çok düşük fiyat verilen tesisler konusunda dikkatli olmalı.
Sahte siteler birebir kopya ile müşterileri ağına düşürmeye çalışsa da ufak farklılıklar, bir sitenin gerçek olup olmadığı konusunda bilgi veriyor. Bilişim Medyası Derneği’nden alınan bilgilere göre, sahte siteler genellikle URL bağlantılarını doğru kullanmıyor. Bu da kullanıcılar için önemli bir ipucu olabilir. Ayrıca https ile başlayan SSL sertifikaları da bu konuda gerçek ile sahteyi ayırt etmek için bir yol gösterici olabilir. Zira sahtecilik yapan siteler genellikle bu sertifikayı kullanmıyor.
“KÖKLÜ ÖNLEMLER ALINMALI”
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, uzaktan alışverişlerin sahtecilik olayları için uygun bir ortam oluşturduğunu ifade ederek, “Sayısız şikayet alıyoruz. Bize yalnızca böyle olaylardan mağdur olanların yüzde 8’i başvuruyor. Bu bile günlük 2 bin kişiye tekabül ediyor. Mağduriyet yaşanmaması için köklü önlemler alınmalı. Ancak ilk etapta reklam içeriği ile ön plana çıkan sitelerden kaçınmak gerekir” uyarısını yapıyor.
Şahin, “Tüketicilerin bu konuda mağdur olmaması için her zaman yerinde ödeme yapmanın en iyi çözüm olduğunu her yerde ifade ediyorum. Ürünse kapıda ödeme tercih edilmeli. Rezervasyonlarda da yerinde ödeme yapılmalı. Ancak bunun için kökten çözümler gerekiyor. Ürün satın almalarda bizler özellikle önce ürünü görmeyi, sonra ödeme yapmayı öneriyoruz. Ürünü görmek için şeffaf poşet uygulaması kullanılabilir. Rezervasyon konusunda da tüketicilerin çok reklam alan sitelere dikkat etmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Çünkü çok reklam verip asıl siteyi taklit edip ön plana çıkıyorlar ve gerçek müşterileri bu şekilde ağlarına düşürüyorlar” şeklinde konuştu.
“HER GELEN MAİLDEKİ LİNKE TIKLANMAMALI”
e-Safe Kurucusu ve Zirve Başkanı Musa Savaş ise “Şirketler kendilerini birebir taklit eden sitelerden haberdar olmak için bu alanda eğitim görmüş bilişim uzmanlarını bünyelerinde istihdam etmeli. Sadece bu işle görevli biri her gün bu şekilde internet üzerinde tarama yaptığı takdirde, kendi firmalarının taklit sitelerinin olup olmadığını kolayca anlayabilir.” açıklamasını yaptı.
e-postalar konusunda da kullanıcıları uyaran Savaş, “Bir de mail adreslerine müşterilerden gelen bildirimler dikkatlice incelenmeli, müşteri hizmetlerine bu yönde bir çağrı gelirse bu da mutlaka dikkate alınmalı. Müşteriler de kendilerine her gelen maildeki linki tıklamamalı. Linki tıklamak yerine o kuruma ait web sitesine girerek bilgiyi daha sağlıklı bir şekilde teyit edebilirler” dedi.
