ManşetÖzel HaberlerSiyasetYaşamYazarlar

Çok Şükür Her Gün Utanıyoruz

Hakikaten rezil rüsva olmaya o kadar bir alıştı(k)m ki utanmadan geçen bir günü kayıp sayıyorum. Alnımız öyle bir dik yürüyoruz ki (sebebini anlayan anladı) gurur duymamak elde değil...!

‘Şükür’ çektiğime şaşırmayın.

Hakikaten rezil rüsva olmaya o kadar bir alıştı(k)m ki utanmadan geçen bir günü kayıp sayıyorum.

Alnımız öyle bir dik yürüyoruz ki (sebebini anlayan anladı) gurur duymamak elde değil…!

Gene Ünal abimden söz etmeden geçmeyim.

O da bir nevi alışkanlık oldu; zira devletin başları hep bir alem, pot kırmada, bizimle alay etmede bir numaralar.

Efendim, ne dedi Ünal abim?

Ekonomik ve siyasi istikrarı yakalamışız.

Bak bak bak bak..! (Lütfen bu kısmı Çocuklar Duymasın’daki Taner Karadağlı efektiyle okuyun)

Önce Ünal abimin ortaklarına bakalım.

Hem partilerinin başkanlık mücadeleleriyle çalkalanıyorlar, hem usulsüzlük hem yolsuzlukla adları anılıyor. Anılmayı geçtim, vukuatları savcılığa, polise, mahkemeye veriliyor.

Ünal abimin partisi? Zaten kendisinin başbakanlığa gelmesi başlı başına bir ‘değişikken’ şimdi de, son zamanlarda parti içi muhalefet yükselmeye başladı. Nasıl ama siyasi istikrar?

Peki ya ekonomik istikrar?

Evlere şenlik desek yeridir…!

Kronik yerleşik enflasyon dedikleri bu sarmalın içinde debelenip durmaya devam ediyoruz. Bu arada da git gide artan fiyatlar, kur farkında rağmen, git gide Güney Kıbrıs ile eşitleniyoruz e hatta kimi ürünlerde güney daha ucuz kalmaya başlıyor.

Kısacası git gide ekonominin güneye doğru kaydığı bir ortamda Ünal abim hayal dünyasında yaşıyor.

Uzun yıllardır KKTC yönetiminde söz hakkına sahip olanlara baktığımız zaman ciddi anlamda her şeyi tüketen ve hiç bir şeyin değeri olmayan zihniyetleri görürüz.

Ada yarısının doğası, sahilleri her geçen gün tüketilmekte.

Yasaları, Anayasası değersizleştirilip, ona en çok sahip çıktığını söyleyenler tarafından ayaklar altına alınmakta.

Son yaşanan diploma rezilliği?

Eğitim adası diye övünülen ‘itibarın’ geldiği duruma bakın.

Siyasetin elini soktuğu ne varsa yerle yeksan edilirken, memleketin göz bebeği DAÜ’de bundan nasibini aldı.

DAÜ gibi bir kurumu kavanozdaki çiçek gibi kollamak gerekirken, kurumun siyaset ve onun beceriksizliğinin getirdiği durum içler acısı.

Çok kişi söyledi ama ben de geri durmayacağım. DAÜ batarsa sadece DAÜ batmaz. Ülkenin tamamı kökünden sallanır.

Diyeceğim odur ki, bu sahte diploma işi daha çok su kaldırır.

Sağda solda, ‘kahve sohbetlerinde’ söylenen isimlere bakarsak, ortalık daha çok sallanacak.

Ha bu arada unutmadan.

Turgay Avcı bu işi soruşturmamalı. Bu işten uzak durdurulmalı. Bu şimdi değil çoktan yapılmalıydı.

Diploması sorgulanan, Profesörlüğü gerçek mi değil mi diye araştırılan bir ismin, bir süreliğine, bu süreçten uzak tutulması gerekir.

Midenizi çok kasmayın, kasmayalım.

Belli ki daha göreceğimiz, yaşayacağımız rezillik var…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu