EğitimManşetÖzel HaberlerYazarlar

Siyaseten ‘Yapılar’ ve ‘Çıkarlar’ Yeniden Yapılandırılıyor

Son olup olmadığını bilmiyoruz ama nihayetinde eğitimde sahte diplomalar, kirli para ilişkileri ve uzun zamandır bilinen kanayan bir yaraya neşter vuruluyor gibi yapılıyor. Bana göre siyaseten yapılar ve çıkarlar yeniden yapılandırılıyor.

Gündem, eğitimde yaşanan sahte diploma konusuna odaklandı. Dizi izler gibi her gün birkaç kişinin daha olayla ilgili olarak tutuklanması şeklinde süreç ilerliyor.

 Ama olay gösterilenden daha geniş bir konu aslında.

 Niteliksel bir eğitimi kimse konuşmuyor, her yıl yasalara aykırı olarak, alışkanlık haline getirilen siyasi kararlarla kolay sınıf geçirilmeleri, gerekli öğrenme ve yeterlilikleri kazanmadan niteliksiz mezuniyete gidişleri konuşmuyoruz.

Daha da önemlisi ders öğretmenlerine yapılan baskılarla, olmadı Eğitim Bakanlığı eliyle başka öğretmen veya kurullar atanması yolu ile dersi ve sınıfı geçemeyen öğrencinin mezun edilmesi ve üniversite müşterisi olması konuşulmuyor.

Bunlar sadece bu konu ile ilgili durumlar, Kamusal Eğitim’de çözülmesi gereken birçok sorun devam ediyor ve adaletli, mesleki itibar gerektiren çözümler bekliyor.

 Devlet yönetimi adaletli ve itibarlı olmalıdır.

 Siyaseten devlet yönetiminde en üst düzeydeki görevlerde yer alan topluma ve kamuya hizmet etmek için seçilen kişiler, hizmet süreleri sona erdiğinde, topluma olan borcu itibarlı bir yaşam sürdürmektir. Unutulmuş terimlerden olan “Muteber Kişilik” sorumluluğunu kalan yaşantısında taşımalıdır.

Kıbrıs Türk toplumunda eskiler çok iyi bilir, halk için devlet veya kurumlarda iş alacak kişiler için birçok yeterliliğin en başında “Muteber Kişilik” sıfatının taşıması çok önemsenirdi.

 Muteber Kişilik, “Güvenilir, işini iyi yapan, saygı duyulan, hatırı sayılır kişilik” anlamına gelirdi. Bu özellikler finansal alanda sözü senet sayılan, kamusal alanda ise iş alan için önemli bir yeterlilik ve nitelik sayılırdı. Bunlar tam da konuştuğumuz konuların temelinden işi halleden niteliklerdir.

 Tüm bu yaşanılmış ve sonuçları topluma olumlu yansımış nitelikleri göz önünde bulundurursak daha adil ve halka hizmet öne çıkacaktır.

Son dönemde “sahtekarlıkların ve düzenbazların” devlet makamlarını kullananlardan çıkması ülkede moralleri çok çok bozdu.

Bir tarafta ithal ekonomik sıkıntılar, enflasyon, zamlar; diğer tarafta psikolojik olarak çökmüş sisteme inancı kalmayan bir toplum.

Çevremdeki insanlara bakıyorum küfrediyorlar, lanet okuyorlar. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını bilerek dert ediniyorlar.

Pandemi sonrası toparlanmaya fırsat bulmadan peş peşe ne amaçlandığı meçhul mesleklere yönelik polisiye soruşturmalar ve tutuklamalar ile görmeye alışık olmadığımız kamuoyu yansımaları (azılı suçlu gibi kelepçe)

Eczacılarla başlayan soruşturmalarda toplumun saygın mesleklerinden kişiler olarak görülen eczacıların tümü karalandı; sistem ve sorumlu kişiler sorgulanmadan hırsızlıkla suçlandı sonra o konu soğutuldu sonuç dondurucuda!

Hemen akabinde, toplumun çok hassas ve itibarlı mesleklerinden görülen doktorlar hem de seçilerek topluma yıllarca özveri ile çeşitli hizmet verenler, toplumun zihnine azılı suçlular gibi kelepçelenerek, sanki binlerce kişiye şifa dağıtan onlar değilmiş gibi görüntülerle önümüze kondu. Toplum tepki göstermeye başlayınca konu soğutuldu sonuç dondurucuda!

 Son olup olmadığını bilmiyoruz ama nihayetinde Eğitimde sahte diplomalar, kirli para ilişkileri ve uzun zamandır bilinen kanayan bir yaraya neşter vuruluyor gibi yapılıyor.

Bana göre siyaseten yapılar ve çıkarlar yeniden yapılandırılıyor.

***

 Eğitim sisteminin işleyişini herkesin bilmesine gerek yok ancak (işin uygulayıcıları açısından) çok önemli bir konu var, okulun devam zorunluluğu.

Kamu okullarında devam-devamsızlık tüzüğüne göre izinsiz özürsüz 15 gün okula gelmeyen çocuklar devamsızlıktan sınıfta kalır, hatta durumuna göre örgün eğitim dışında kalabilirlerken, üniversitelerde, bazı okul idareleri kirli para ilişkileri ile düzenbazlara sahte diploma veya öğrenci belgesi vb. belgeleri hiçbir kurala uymadan, sadece parasını ödeyerek alabiliyorlar. Bu kabul edilebilir ve adaletli bir düzen değildir.

 Eğitim konusunda yetkili Bakanlık Milli Eğitim Bakanlığıdır. Milli Eğitim Bakanı’ndan konu ile ilgili tek bir hareket yok. Mecliste kendisine sorulan sorulara kızıyor, “infial yaratmayın” diyor.

 Maliye Bakanlığı’na bağlı Gelir Ve Vergi Dairesi, yasal olmayan kazançlar ve gelirler konusunda icraata geçmiyor.

Mecliste kurulan Araştırma Komitesi Başkanı, eski Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Daire Müdürü.

Cumhurbaşkanı “sahte diploma temin eden ancak tedavüle sürmeyen kişiler için pişmanlık düzenlemesi” öneriyor. Size daha ne yazsam ne söylesem bilemiyorum.

 Gerçek eğitimciler ise diğer mesleklerde olduğu gibi üzgün, kırgın, ve yaptıkları işlerin ulvi ve saygın görev olması motivasyonundan uzakta mutsuz ve umutsuzca izliyorlar.

 Tüm bunların sonucunda bizleri yönetimsel olarak nelerin beklediğini zaman gösterecektir.

Haftaya Kamusal Eğitim’le devam edeceğiz.

Görüşmek üzere…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu